Yaz mevsimi gelince ne yapacağımı şaşırıyorum. Ve en sonunda neredeyse hiçbir şey yapmadan koca yazı geçirmiş oluyorum. Sonra da kendime kızıyorum tabii ki. Tam bir kısır döngü. Tüm sene yoğun bir tempo ile çalıştığım için ilk etapta yaz tatilinde boşluğa düşüyorum. Sonra bu boşluk yerini can sıkıntısına bırakıyor ve derken yeni iş dönemi başlıyor. Tüm sene çalıştığım için yazın hiçbir şey yapmadan dinlenmek de elbette hakkım, fakat maalesef böyle bir insan değilim. İlla ki bir şeyler ile uğraşmalıyım fakat bunu yapamayınca da kendime fena halde kızıyorum.
Önümüzdeki sene için uzun süredir dersine girmediğim seviyeleri almak durumunda kaldım. Altıncı sınıf müfredatını hiç sevmiyorum, üstelik epey geliştirmemiz gereken bir müfredat. Bu müfredatın sorumluluğu da ne yazık ki bana verildi. Tatile çıkınca büyük bir hız ve motivasyon ile ilk üniteyi tamamladım sayılır. Ama daha önümde bir sürü ünite var. Kaynak olarak kullanmak istediğim kitapları listeleyip aldım, en azından bu işi halletmiş oldum. Sanıyorum önümüzdeki sene zorlu geçecek. Neyse, şimdi bunu düşünüp canımı sıkmak istemiyorum.
İki yıldır mitoloji kulübünü yürütüyorum. İlk sene Yunan, bu sene İskandinav çalıştık. İlginç bir fikirdi, mitoloji okumaları yaptıktan sonra çocuklara dijital olarak tasarladıkları karakterler ile dijital bir çizgi roman yaptırdım. Fakat bu sene artık kulübün miadının dolduğunu düşündüm. Önümüzdeki sene ne yapsam derken aklıma çok uçuk bir fikir geldi. Çocuklar genelde el becerisi gerektiren çalışmalar yapmayı seviyorlar. Ben de etamin-goblen kulübü açayım dedim. Videolar izledim, gittim bir sürü malzeme aldım. Denemeye de başladım, başlangıçta biraz zorlansam da meseleyi çözdüm. İlk eserim etamin üzerine bir flamingo olacak, vallahi şaka değil. Eğer başarırsam bu sene kulübü açacağım. Çocukların etaminde ne kadar başarılı olabilecekleri konusunda hiçbir fikrim yok, yaşayıp göreceğiz.
Bu yaz memleketteki evimize gitme fikrimiz vardı. Evin çatısının onarılması gereken yerleri var. Ne yapsak derken, annem vazgeçti. Ev zaten artık pek oturulacak gibi değil, oldukça eski, en iyisi hiç uğraşmayalım öylece kalsın dedik. Zaten yıllardır gidemiyoruz da. Bu evin akıbeti ne olacak bilmiyorum. Bu plandan vazgeçince yaz tatili için bir yerler bakalım dedik. En son 2018'de yaz tatiline çıkmıştık sanırım. Tabii ben sonraki iki sene de arkadaşlarımla gittim ama annem uzun süredir bir yerlere gitmiyor. Ben de daha önce hiç Bozcaada'ya gitmediğim için buraya yoğunlaşayım dedim. Biraz araştırma yaptım fakat içimde kocaman yaşlı bir dede yaşadığı için hiçbir şey yapasım gelmiyor bazen. Fakat iyi de gelebilir, emin olamıyorum. Biraz daha düşünüp karar vereceğim. Ekonomik krizde olmasaydık eğer, hazır hala İngiltere vizem varken bir tur ile tatile çıkardım. Ama şu şartlarda mümkün değil tabii ki.
Bazen böyle hissediyorum hatta çoğu zaman. Kafamda bir sürü plan oluşturuyorum ama psikolojim hiçbirini yapmama izin vermiyor. Kendimi bu anlamda iyi hissetmiyorum. Bir yerlere çakılı kalmış gibiyim, hayatım ile ilgili yeni bir şeyler deneyimlemek yerine köşemde oturup kalmayı tercih ediyorum. Birkaç yıl öncesine kadar hiç böyle değildim. Heyecanlıydım, tatiller yapar ve bir sürü aktivite peşinde koşardım. Sanırım ülkenin içinde bulunduğu durum da ruh halim üzerinde oldukça etkili, bazen bu ülkede ömrümü boşa harcıyor olduğumu düşünüyorum. Ama ne yazık ki başka çarem yok.
Neyse, yine de moralimi bozmayacağım. Yerimden kalkıp hareket etmek için çabalayacağım. Tatilimin bitmesine 35 gün kadar daha var. Şimdiden iki güzel kitap okuyup bitirdim. Daha epey zamanım var, bu zamanı daha iyi değerlendirebilirim. Çünkü neredeyse 2 haftadır evde hiçbir şey yapmadan yatıyorum. Yalnızca birkaç kere çıkıp şehir içinde gezdim, onun dışında hep evdeydim. Üstelik ben bu yaz mevsimini de oldum olası hiç mi hiç sevmiyorum. Sıcakta gerçekten hiçbir şey yapasım gelmiyor, diğer insanlardan çok daha fazla terlediğim için adım atmak bile istemiyorum. Ne kadar gereksiz bir mevsim, keşke kapatılsa. Bu yazı sanırım bir miktar dengesiz oldu. En iyisi balkona çıkıp biraz müzik dinleyeyim.
3 yorum:
Yaz mevsimini sevmiyorsunuz ama sevenler var (ben) :)) lütfen kapatılmasın. Bence ilk paragrafta sorunun nedenini de yazmışsınız, çalışma hayatındaki yoğunluk ve yorgunluk bazen boş zaman yakalayınca insana "hiç bir şey yapmama arzusu" olarak geri dönüyor. Bence okul projeleriniz tüm yaratıcılığınızı emdiği için kişisel hayata yer kalmamış gibi.. Olur olur, biraz dinlenmek, hiçbir şey yapmamak da hakkımız değil mi :)
Bir de hiçbir şey yapmamak adı altında rutin olarak yaptıklarınızı düşünün, onlar zaten çok büyük enerji alıyor olabilir..
Mitoloji kulübü kuran bir öğretmenim olsa bence ben hayatta çok başka bir yerde olabilirdim :) Bir insanın ufkunu bile açıyor oluşunuz size hayatın "boşa geçmediğini" kanıtlasın ne olur...
35 gün daha tatilse valla düş gibi, keyfini sürün :) Belki "hafif serin" bir yerde tatil iyi gelebilir?
Ben de her yaz yaklaştığında ne güzel şeyler yaparım bu yaz diyip birsey yapamıyorum 😀 Bu yaz yine biraz daha iyi geçiyor neyse ki :)) İnsanın canı istemese de çıkıp gezmeli bence. Sonra iyi ki çıkmışım diyor insan :))
Sadece C.,
Yine ne kadar güzel yorumlar yapmışsınız, teşekkür ederim. Söyledikleriniz üzerine düşündüm, aslında çok haklısınız. Sanıyorum insan aynı işi yapa yapa bir süre sonra neler ürettiğini göremez hale geliyor. Hiç böyle bakmamıştım. Tatil için ise hala araştırma yapıyorum, kısa da olsa bir tatile çıkmak sanırım iyi gelecek :)
Kim Bilir,
Her dışarı çıktığımda aynısını düşünüyorum. Canlıyım, hayat var, dışarıda olmalısın diyorum kendime. Sonrası bariz, çiklet için yine aynı bunalımlar :)
Yorum Gönder