Kimdi kapıdan içeri giren? Belki de Madame Bovary'nin ruhunun sıkışmışlığı idi ya da Jane Eyre'in hayat mücadelesi. Kapıların ardından gizlice yükselen bir iç sesi, bazen bir taşranın orta yerine konmuş.
Kimse bilmez içindekileri, anlatmaya da ihtiyaç duymazsın zaten. Herkes kendi derdi ile eğreti, herkes biraz da kayıp. Belki de eski zamanlardan birinde yaşasaydın, bir taşra sıkıntısı ile yaşayıp sonlandırsaydın hayatını.
Sonra yine eski zamanlardan bir ses çınlıyor, edebiyat nedense hep kurtarıcı oluyor. Sosyal bilimler ve güzel sanatlar pek güzel, pek değerli. Lakin hiçbiri edebiyat kadar etkileyici değil. Gerçek hayatta tanıyamadığın bütün insanları orada tanıdın, bir sürü hikaye dinledin onlardan. Sen bir yolculuğa çıkarken, sen kendini yapayalnız sanırken; hep onlar vardı yanında. Gündelik hayatın ritminden uzaklaştın, çokça yoruldun, sarınıp sarmalandın, kimi zaman hastalandın, kimi zaman günlük güneşlikti her mevsim. Hep yanındaydı, sana başka insanları anlattı, başka kalpleri açtı, başka zihinleri yanı başına bıraktı. Bir tek edebiyatta can buldun, şu işi bir bıraksam, oturup hayatım boyunca okusam dedin. Ne hikmetse, hayatın bir gerçeği var, erken yaşta öğrendin.
Yine ve yine klasiklere döndün, onlarla can buldun. Kimi canını yitirirken, sen canını yitireceğin güne kadar eşeleyip durdun. Oracıkta, kendi içinde, okudun, okudun, duygulandın, kimsecikler bilmedi. İnsanların bilmeye, tanımaya ihtiyaçları ve heyecanları yoktu.
Belki de Madame Bovary'i bir tek sen böyle anladın.
Belki de Jane Eyre'in yüreğinde olup bitenlere bir tek sen böyle tanık oldun.
Ne kıymetli, ne sonsuz.
2 yorum:
Klasikler. İnsanın bir gençliğinde, bir orta yaş döneminde, bir de yaşlılığında en az 3 defa okuması gereken kitaplar. Daha fazlası daha da makbul elbette.. Boşuna klasik denmiyor ki.....
Sadece C.
Uzun süredir güncel edebiyat okumayı bıraktım, klasikleri tekrar tekrar okuyorum. Özellikle belli bir dönemin yaşam tarzını yansıttıkları için çok değerli buluyorum.
Yorum Gönder