17 Ağustos 2020 Pazartesi

İşe Dönüş

Çarşamba günü okula geri dönüş yapıyoruz. Bu demek oluyor ki seneye Temmuz'a kadar yoğun bir iş temposu ile çalışmaya başlıyoruz. Bazen bu kadar koşturmacanın içinde çok yorulduğumu hissediyorum, bir yanım İstanbul'a veda etmek istiyor. Bir yanım da öğrencilerimi gördükçe mutlu oluyor, online da olsa onlarla bir araya gelmek ve çalışıp bir şeyler üretmek bana iyi geliyor. Böyle de bir dilemma. 

Bu sıralar salgından dolayı arkadaşlarımla pek görüşemiyorum, ancak mesajlaşabiliyoruz. Hem ülkenin şartlarının hem de İstanbul'un gençleri çok yorduğunu düşünüyorum. Hemen herkeste bir kaygı, bir karamsarlık var. Ben de hayata çok pozitif bakabilen biri değilim lakin gençler olarak bu ülkedeki halimize üzülüyorum. Genç yaşta çok mücadele veriyoruz, bu yorgunluğun sebebi de tamamen bu. 

Geçtiğimiz günlerde Bal Ülkesi adlı belgesel filmi izledim ve hayran kaldım. Oradaki Hatice'nin yaşama tutunuşu, annesinin bakımını üstlenmesi, bir kadın olarak hayatla mücadelesi beni çok etkiledi. Gerçekten çok uzun süredir bu kadar etkileyici bir yapım izlememiştim. Bende pek çok sorgulamaya yol açtı Hatice'nin hayatı. Hatice'nin hayata bakışı ve hayattan beklentileri ile kendiminkileri karşılaştırıyorum, o kadar bencilce geliyor ve kendime o kadar kızıyorum ki...

Evde son saatlerimi sanırım hiçbir şey yapmadan geçireceğim. Çünkü tempo başlayınca tüm sene yorgunlukla geçecek zaten. Bu belirsizlik ortamında umarım güzel bir eğitim dönemi olur. Sıkıntısız, sorunsuz ve huzurlu bir yıl geçirmeyi diliyorum. 

2 yorum:

Sadece C. dedi ki...

Tatilinizi mutlulukla okudum ve işe dönüş yazınızı da "haydi bol şans, bu sene güzel geçsin" dileğiyle bitirdim.
Gençlerimizi ben yorgun değil de sinirli buluyordum ama haklısınız bu sinirlilik ve yorgunluk aslında aynı kaynaktan doğuyor: kaygı. Belirsizlik, geleceği görememe, güvensizlik; işte sorun tam burada. 20 senede 15 defa değişti eğitim sistemimiz dedi bir arkadaş, kızını anlatırken. Çocuk sınava girecek ama nr istediğini bilmiyor, mezun olduğu okulun ona ne sağlayacağını bilmiyor. Dolayısıyla buzlu zeminde patinajdan yorgun..
Bal Ülkesi'ni sinemada izledim ödüllü bir filmimiz. Gerçekten çok etkileyiciydi. Fakat herkes kendi şartları içinde yaşıyor kıyaslamak ve şükredeyim demek de kendi kavgamız içindeki dertlerimizi azımsamak, çözüm değil.... Elimize verilmiş verilerden çıkarabileceğimiz en temiz hesabı ve sonucu bulmak görevimiz.. Yazılarınızdan bunu yaptığınızı görüyorum.. Çocuklar için büyük şans, böyle tek bir yetişkin olsa hayatları değişen çocuklar oluyor inanın...

Beyaz Çiklet dedi ki...

Sadece C.

Güzel dilekleriniz ve sözleriniz için gerçekten çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum :) Maalesef ki ülkemizde gençler iş bulmak ve kariyer edinebilmek için çok çaba harcamak zorunda kalıyorlar. Gerçekten çevremdeki insanların kaygı düzeyleri çok yüksek, çünkü bir yıl sonrasının hesabını yapamaz hale geldik, bu şekilde açmaza giren çok insan var. Umuyorum bir şeyler düzelir ve şu anki vaziyetimizden daha iyi hale gelebilir..

Bal Ülkesi'ni sinemada izlemek istemiştim ben de lakin bir türlü fırsat yaratamadım. Bir kanalda yayımlanınca izlemek istedik ve gerçekten çok beğendik. Yorumunuza da çok hak verdim. Umuyorum sağlık dolu ve güzel bir eğitim yılı olur çocuklarımız ile birlikte.