Gece yarısı, bir sade türk kahvesi yaptım. Oturdum bilgisayar başına, Hümeyra'dan kirli beyaz kediyi açtım, ne de güzel bir şarkı.
Bir boşluk dönemi gibi benim için, on günü geçti hiçbir şey okumuyorum. Ne okusam karar da veremiyorum. Bu ay da böyle geçsin varsın. Okulda işler yoğun, o mevzulara hiç girmeyeceğim.
Yedi ayı geçti bu semte ve eve geldiğimiz. Haziran ayında bu evden çıkmış oluruz, bu da böyle garip bir sene oldu benim. Hiç beklemediğim sürprizlerle karşılaştığım. Sanırım ne yapmak istediğimize çok emin olsak da, hayat bir yerden bir şeyler çıkarıyor. Hiçbir şeyden emin olmamak gerekiyor.
Bir yerden sonra film koptu bende, bazen her şey bir oyunmuş gibi geliyor. Sanki tüm yaşamım, etrafımdaki insanlar ben dahil olmadan gelip geçmeye devam ediyor. Dışarıdan seyrediyormuş gibi hissediyorum. Yaşın verdiği bir olgunluk da var tabii, otuza ne kaldı şurada. Hayatın içine tam anlamıyla dahil olamama sorunum devam ediyor, bazen okulun lavabosuna girip aynada kendime bakıyorum. Ne yaptığıma, orada niçin var olduğuma anlam vermeye çalışıyorum. Çabalarımız beyhude seyrediyor en nihayetinde, hepimizin sonu Anna Karenina'ya benzeyecek. Bir raydan çıkacağız, kendimizi atıvereceğiz öylece.
kirli beyaz kedi
yıkan göz yaşınla
kurtul anılardan
sarıl yarınlara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder