Yeni yıla girmeden önce birkaç not bırakmak istedim kendime. Zaman hızla akıp gidiyor, üç yıl sonra yirmili yaşlarıma veda edeceğim. Alnım açılmaya başladı, saçlarımın yarısı zaten beyaz. Kendimdeki değişimleri fark edebiliyorum. Sessiz olan ben, daha da sessizleşiyorum zaman geçtikçe.
Bir hayalim, bir umudum ya da beklentim yok yaşadığım hayattan. Sıradan, herkes gibi bir insan olarak hayatıma devam ediyorum. İnsan olarak daha iyi olmaya çabalıyorum, bunun için kendimi eğitiyorum. Hayatımın her anında var olan okuma aşkıma minnettarım. Kendimi en iyi hissettiğim zamanlar okuduğum zamanlar.
Bir yolculuk bu. Sonu olan bir yolculuk.
İnsandan uzaklaştığım, kendi içime çekildiğim bir yolculuk.
Katı kurallarım, öyle olmaz böyle olur diyebileceğim hiçbir şey yok.
Hissettiklerim dışında hiçbir şeye inanmıyorum bu dünyada.
Soğuk bir kış gecesi sonsuza uzanan ormanlık bir alanda elleri ceplerinde yürüyen bir adamım.
Çocuk yaşım geçti. Artık daha az renk var. Daha sakin daha sade.
İlerlediğim yolda kendimi kaybetmeden devam etmek istiyorum.
Erken yaşta her şeyi çözmüş bir adam gibiyim.
Ya da yanılıyorum toptan, diğerleri çözmüş her şeyi. Bense bir köşede, bir kenarda kalmışım.
Kitaplar dolusu bir ev ve pek çok sevdiğim annem.
Dingin hayatım.
Sokakta beslediğim kediler.
Bir şeyler öğretmeye, anlatmaya çalıştığım yaramaz çocuklar.
Kapıda asılı yün hırkam, ayaklarımda geçen yıldan hediye patikler.
Önümde ince belli bardakta demli bir çay.
Önemli olan yeni yıl değil, maziden topladıklarım.
Bir hece, bir bilmecenin ardından gelen yeni bir gece.
Sonsuz siz, elleri ceplerinden hiç çıkmayan bir adam.
Öylece, kendi halinde.
Roo Panes-A Message To Myself.
Yeni yıl şarkımız olsun.
2 yorum:
Ölümden sonrası da olsaydı hayata bakışın nasıl olurdu?
Kim Bilir,
Ölümden sonrası olsun istemezdim. Hayat yeterince uzun, bir zaman sonra tükenmesi gerekir nefeslerin. Yeni nefesler can bulsun, biten nefesler uçup yok olsun.
Yorum Gönder