12 Temmuz 2010 Pazartesi

Bana Aşık Olacak İnsan Aha Da Böyle Olsun




Kapıların ardından gelen ışık gibi
Yollara düşür beni
Dönmem geri
Tertemiz nefes gibi
İçine çek beni
Sanki hiç kaybolmayan
Bi takıntı gibi

...

Aydilge/Takıntı

Çiklet Çiklet Havada Yumurtası Tavada


Sineksavarda sosyeteleştik.Önceden kokulu kocaman spreylerden kullanırdık odayı yatmadan önce ilaçlardık.Sonra ben geçen çarşıya çıktım ve bi baktım kokusuz spreyler çıkmış hemen aldım maşallah bayağı etkili bizim şey.Yetmedi annem gitmiş prize takılanlardan almış.Deniyorum bakalım nasıl acaba etkili mi diye.

Sonra ben şu lise Kpss mevzuuna dalış yaptım hafiften.Biliyorum biliyorum çok kadro yok ama napalım memur olucaz diye kıçımızda bile yolmadık tüy bırakmadılar.Bu sınava zengin bi insanın girmesi kuvvetle muhtemel olmasa gerek.Namütenahi bi durum olur o zaman bu.O zaman ben başka bi mevzuu bulurum.

Kocemen alışveriş merkezlerinde sağdan inip çıkanlardan mısınız yürüyen merdivenlere?O zaman siz güvenilir bi insansınız.Bu soldan çıkanların yelloz ve aşüfte mahiyetli oldukları anlamına gelmez elbet.Geçen Okan'dan öğrendim bunu da;en son masayı kesiyordu saçı bi karış havada.
Annem sonunda patatesli börek yapabildi.Ve koca tepsi bi günde bitti.Yanına da patlıcan közleyip salatasını yaptık oh.Ben çok mutluyum ya evimde,gerçekten.Belki sıkılıyorum ama yine de çok mutluyum.Küçük insanların her ne kadar dertleri büyük olsa da mutluluklarının gönülleri de o kadar küçük şeylerle doluveriyor.Nasıl bi cümle kurdum ben şimdi.Bizim bi arkadaş vardı,bizim yerelde gönüllü.Bi ara küsmüştü Tog'a gelmiyordu falan.İlahi.

Oğlum olursa adını Cinsel koyucam.

Bizim balıkların ikisi de mefta oldu.Şişman olan hominihahbsgsjd gırtlak resmen parmağımı vereyim yiyecek o türden bi turuncu pulluydu kendisi.Aha ne kadar abartarak yazıyorum halbuki bu blog reailst çizgisi olan kreatif bi blog.Yani kreatif blog şeysi ödülünü almışlığım da var boş yere hava yapmam burda be.Ama Romantizim de iyidir bence duygusal bağlarımın çoştuğu mecraların olması ve bunları lanse ettirmem hoş bişey tabii.Aman sözlüğün bi tanesinde Kristen Stewart'a lezbiyen diyen bile olmuş.Bu insanlardaki homostrofobik duyguları anlamak gerçekten çok güç.Güzel bi kelime oldu bu da.

Dünya Kupasını izleyeceğime Wimbledon falan izlerim daha iyi bence.Ah Serena vah Venüs.Eh Federer eh Nadal.Wafıl mı ne diyorlar ya ben ondan yemek istiyorum.Ya ben neden bu yeni çıkan ya da benim yeni duyduğum şeyleri yiyemiyorum suçum ne be.
Çok güzel bi rockçıysanız ileride popçu olursunuz bu böyledir.Popçu olsanız bile lütfen saçınızı sarıya boyamayınız ayy sarı iğrenç bi saç rengi ya(Koyu sarılardan bahsetmiyorum civciv sarısı kasıt.)Siyah varken.

Buharlı saç düzleştiricileri varmış ne var ben de alacam vallahi onlardan ama şimdi değil bahara doğru.Pahalı ama olsun özeniyorum şu düz saçlılara yahu.Hem bi kaç siteye baktım ben düzleştirici yorumları hep erkeklerden.Allah'ım ne hala geldik :D

Ayşe Özyılmazel denen facianın bi klibini izledim geçen."İki Sakin" miydi neydi.Abi orada anlatılmaya çalışılan duyguyu bana biri açıklasın lütfen.Hanımzade dudaklarını dolma gibi yapıp" on sekiz gündür temizim" derken üstüne giydiği-giymediği-erkek gömleği ve çıplak bacakları ile ne anlatmaya çalışıyor meraktayım.

Survivor izliyorum ben dehşet derecede hem de."İhsan ve Başak" favorimsiniz anti Hakancıyız :D Annem masaüstü aletine yani bilgisayara benim diyor ama kullanmayı bilmiyor hehe :D
Ayrıca babacığım muhtemelen sensin canım benim neden bizi gizli numaradan arıyorsun ha seni terbiyesiz,cıss :D

Son paragrafım ciddi olsun.Öyle zorsun ki hayat ama sana rağmen mutlu olmaya çalışıyoruz.Biz mutluyuz türlü oyunlar kursan da.

Aydilge "Takıntı"

Çiklet'in daimi takipçileri bilir.Bilmeyedebilir.Her neyse şimdi olay o değil.Aydilge'den süper bi şarkı geldi Temmuz ortalarında sıkıntıdan patlarken.Nasıl tatlı bi müzisyen nasıl tatlı bi yazarsın sen öyle.Hala bu görüşümü korumaktayım.Aydilge ülkemizde en çok sevdiğim müzisyen ve edebiyatçıdır.O kadar :)

İşte yeni klip "Takıntı"




Şiirimin Önsözü


Çocukluğuma dair çikletçe bi şiir.Okuyan olursa bence Paramore'un "Brick By Boring Brick" şarkısı eşliğinde okusun.Bu bi ricadır :)

Bu şiirde anlatılanlar tamamen hayal ürünüdür
Benim ürünümdür
Dün olmuştur
Geçmişe gittiğimi görüyorum
Bulutlarla birlikte,elele
Melodram sanki lodoslu hava
Zilzurna ortalık,çok kalaba mahalle
Ben küçüğüm,meyve bahçelerimiz
Sıcak evimiz
Annem işten geliyor
Yine melodik yüzüm
Seyirtik sevincim,sol gözüm
Önümde çift teker bisikletim
Koşup sarılıyorum
Hediyem mor paket,rengarenk
Kocaman bir çikolata
Mutluluk hep limonata
Limonata tadında

Dişlerim sararmış,düşlerim hala beyaz
Eser yok,yokmuş o zamanlar ayaz
Hay Allah!
Büyük teyzemin yanları ağrıyor yine
Bakışları delice,ezercesine
İnce,dilim dilim,dilimde dondurma
Bir hal oldum yalaya yalaya
Bakarken aya,baktım aya
Höşmelim yapmış bana
Diyorki usulca
Höşmelim bana,aferin sana
Hey Allahım!Obur teyze
Taze bir meyve bahçemizde
Aşağı kata iniyorum evimize
Güzel bir gece
Annemle aynı nevresimde
Kış mevsiminde
Gün ağarmış sabah olmuş bile
İki kişilik mini çaydanlık
Yüzümüz aydınlık
Annem ve ben
Annem ve masum bir çocuk
Kahvaltı zamanı
Zeytin yeme yarışması
En çok yiyen annem kazanan ben
Sonra spor zamanı,zambak zamanı
Mahalle turu,nefes nefese
Elele hep birlikte daha ne

11 Temmuz 2010 Pazar

Çiklet "Hakkari" Yolcusu

Daha önceki yazılarımın birinde bahsetmiştim.Toplum Gönüllüleri'nin Yaz Dönemsel projeleri vardır.Bir çok gönüllü farklı illerden gelip buluşurlar ve topluma faydalı işler yaparlar aslında.Geçen sene Çanakkale/Biga'ya atağa gitmiştim.Bir de Sakarya Gençlik Konseyi maceram var.Gerçekten gençleri ortak bir paydada toplayan güzel projeler.Geldikten sonra kendimi çok donanımlı ve sosyal hissetmiştim.Bu Dönemsel Yaz Projeleri ise farklı tarihler aralığında olabiliyor.Hakkari'dekinin adı "Barış Köprüsü."

Sabah gelen telefonla uyandım.Kabul edildiniz diye.Bana ilk verilen bilgilere göre pazar sabahı yani 18 Temmuz'da İstanbul'dan uçakla hareket edip Van hava limanında inecekmişiz.Sonra organizasyon ekibi bizi karşılayıp Hakkari'ye götüreceklermiş.Bi lisenin yurdunda on beş gün konaklayacağız.Bize bahsedildiği kadarıyla amaç Hakkari'yi daha yakından tanımak ve Doğu Kültürü ile kaynaşmak.Esasen beni heyecanlandıran şey,bir gece Hakkarili bi aileye yemeğe konuk olmak,bi Hakkari düğününe tanık olmak v.s.O kadar heyecanlıyım ki anlatamam."Hayat Türküsü" diye bi dizi vardı."Devin Özgür Çınar"ın baş rollerinde oynadığı.Oradaki Hayat Öğretmeni örnek alırdım hep kendime.Şimdi ise hayallerim gerçek oluyor yahu.Ve tabii ilk defa uçağa binicem.

Bi aksilik çıkmazsa perşembe yola çıkıcam.Pazar sabahı da hava limanında olurum herhalde.Bi aksilik çıkmasın ya lütfen.Bekle beni Hakkari ben merakla bekliyorum seni.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Çenemi Bi Elimle Havaya Kaldırıp Fransızca Konuşmak İstiyorum


Gece serinliğe bürününce yazmak çok güzel bir duygu.Her yerin serin,ortalık sakin.Odamın gece lambası açık.Masamın başına geçmişim.Hani garip bi yerde.Sabahtan geceye kadar insanlar sürekli bi haraket halinde,her yerde kıpırtı.Doludizgin hayat gün ışıdıktan sonra.Ama gece olduktan sonra düşüncelerimle başbaşa kalınca daha da garip sanki her şey.Demet Sağıroğlu'nun "Bir Vurgun Bu Sevda" adlı şarkısını dinliyorum.Deli gibi,çok doğru tınlanmış sözler.Yusuf Taşkın'dan "Ağla Sevdam" adlı parçayı da hemen akabinde dinlememek elde değil.Ama durun o da ne?Telefonumdan dinliyorum ben müziği,karışık çalıyor.Tam hüzünlü,histerik,göz yaşı kıvamında suluk niyetine bir yazı tıngırdatayım dedim Panic At The Disco'dan "New Perspective" isimli şarkı çalmaya başladı.Suratlarını beyaz boyamaktan sıkılan Antik Yunan tiyatrosu oyuncularının renkelere boyanması gibi dehşetengiz,vahşetengiz bi o kadar da punk coşkusu geldi be içime.Punk ölmez,punk canlıdır.Punk sevilir.

Sırada çalan şarkı ise Cinema Bizarre'den "Escape To The Stars"Bu da pek punk olmayan bi şarkı esasında.Elektronik tınılar ve j-rock tonları.Başarılı bence.Birçok insan onları görünümlerinden ve cinsel tercihlerinden dolayı eleştirse de ben seviyorum onları.Ayrıca içlerinde heteroseksüeller de var bakınız Romeo.En azından sevgili bulucam diye kıçlarını yırtan bazı insanlardan daha reeller.Doğruya doğru.

Evet telefonumda bir çok Paramore albümü olmasına şaşırmamak lazım elbetteki.Yani onca şarkının içinden elbet bi Hayley vokali gelecekti.Sıradaki şarkı "Circle".Şarkıyı dinlerken biraz sohbet edeyim.Bi kanalda dragonlardan oluşan bi program var.Bence çok başarılı.Ama yabancı versiyon.Böyle para sahibi şirket büyükleri jüri koltuğunda.Ve daha önce proje geliştirmiş ama başarılı olamamış girşimciler teklifte bulunuyorlar ve ürünlerinin satışı için para istiyorlar.Kısaca beğenilirse ürün para sahibi ortak oluyor belirli bir yüzdeyle.Tabii,bunun için çok iyi bir sunumla ve aynı zamanda zeka ile ürününüzü bir arada kullanarak insanüstü bir tanıtım yapmanız gerkiyor.Türk versiyonu da gelecekmiş sanırım.İzliyorum hoş yani.Ayrıca Gossip Girl izleyenler kesinlikle kıçlarında popüler kültürün tüyleriyle gezen havalı şeyler.Ahlaksızlık diz boyu be o dizide.Dedikoducu kızmış,kıçınıza sokun Nate midir nedir onu ve dizinin tüm oyuncularını.Kimin kimle yattığı belli değil.Geçen de cinsel sağlık sitesinde bi yorum vardı.Ben sevgilimle birlikte oldum on altı yaşındayım evlenince kocam anlar mı?Geri zekalılar.

Aman sinir oldum sıradaki şarkım ise B.o.B ft Hayley Williams ve Eminem düeti olan dehşet parça"Airplanes".Durun hemen bu ayki Billboard'a bakayım kaçıncı sıradalar.Hehe üç numaradalar hot yüzde.

Evet çalan şarkım ise Avril Lavigne'den "Knocking On Heavens Door".Avril evleniyormuş gene.Sanırım şu isimli adamla."Brody Jenner".Karı evlenmekten albüm yapamadı kaç senedir.Yeter artık şu albümü yapta dinleyelim bi güzel.Bi bakayım ayrıca kimmiş bu adam.

Vee evet yazımı bitirirken Lady Gaga ile birlikte popomu sallayarak veda ediyorum."Bad Romance" çalıyor pek şahane.O da eski sevgilisiyle barışmış.Eskilere kalır elbet çünkü bu çirkinlikle yeni bi sevgili bulacağını zannetmiyorum.Sesin ve şovların şahane olabilir jijim ama çirkin ördek yavrusu gibisin kusura bakma.Seni seviyoruz Taylor'cuğum.Gidiyorum şimdi.Ulalala.

Ayrıca Placebo'nun "Meds" adlı şarkısında bi yerde bi kadın sex diyor ya çok kışkırtıcı.

8 Temmuz 2010 Perşembe

Lambırt Diye Bi Adam



Adam Lambert!Sen Lady Gaga'dan sonra müzik dünyasına oturan en önemli şeysin farkındasın dimi?Abicim nasıl bi ses nasıl bi görüntü ve nasıl dehşet bi sansasyonalitedir o öyle.Lady Gaga'dan sonra en sevdiğim müzik adamıdır bu adam öyle biline.Tabi pop müzik dünyası adına konuşmaktayım.Karıştır ortalığı sana yakışır dostum.Tarzına da hasta oldum ayrıca parantez açayım.Bill'den sonra en beğendiğim tarz da senin.Botların bi harika.Ve başlasın diyorum "Adam" saltanatı..Heyy!Wuhhu!Oww yeee :D

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Volver,volver

Bugün bir Buika şarkısı olan "Volver" eşliğinde tuvalette geçirdim günümün güzel saatlerini.Almadovar'ın filmlerinden biridir ya "Volver",Dönüş demektir.Ama orada filmde Penelope'nin söylediği şarkıyla aynı mı bilemiyorum kıyaslamadım ama çok hoş söylüyor Buika bu şarkıyı.Bence dinlemediyseniz çok şey kaybediyorsunuz hatta aa dinlemediniz mi kınıyorum sizi.Varsa tavsiye ben bende alabilirim indirip dinlerim hemen.Ama popüler olmasın pek.


Birazdan duş alıp film almaya gideyim diyorum ben de.Gerçi bisikletle gidiyorum ama uzak bayağı filmci bize.Hem bi Çingeneler Zamanı'nı sorayım bakayım bence yoktur ama belki benim için indirebilir.Hayrına interneti kotasız olan bi hayırsever arkadaş indirse keşke benim için bu filmi.Aslında bi arkadaşım indirdi ama uzak bana.Okula gidince alabilirim ancak.Yani Eylül'de.Neyse ter içinde kalmak pahasına olsa da gidip biraz film baksam iyi olacak bu sıcakta.Dünde gece gece film arşivimi karıştırırken Brokeback Dağı'nı bulup izledim.Çok önceden izlemiştim ama şu olgun halimle bi daha izleyeyim dedim.Ee izledim işte güzel film,sevgi cinsiyetsiz sanırım.Her yerde sevgi,aşk.Ama üzücü bi sonla bitiyor elbet ben de çok üzüldüm sonunda.


Gideyim ben en iyisi..Volver,volver..Geri döneceğim.

3 Temmuz 2010 Cumartesi

Kültürel Ve Kitapsal Açılım


Malum havalar sıcak ve ter oranımız gün geçtikçe artmayagörsün.İş camları açmakla bitmiyor ki,parası olan klima alıyor olmayan pervane(eski usül).Ama yok yok yine de serinlemenin yolu yok.Duş almakta bi yere kadar zaten.Benim de bu sıcak yaz günlerinde tembelliğim tutar,otururum televizyonun başına cır cır olana kadar gdo'lu konserve mısır ve süt mısırı yerim.Bunları yedikten sonra soğuk veya buzlu su içmeyin sakın.Bu bir Kadir Çöpdemir uyarısıdır.Haa,bu arada onun Trt kanallarının birinde bi programı var,sokaktaki insanlara söz veriyor falan dertlerini dinliyor.Tavsiye etmekteyim hatta üşenmeyip şimdi araştırıyorum ve buraya da detaylı bilgi sunmaktan çekinmiyorum.Bekle Blogcan...Baktım şimdi Trt-Haber'de "Söz Millette" adlı programmış.Hergün çıkmaktaymış.

Şimdi geçelim ben yurttayken can sıkıntısından hangi kitapları okumuşum bütün yıl boyunca.Sol tarafımda bulunan rafıma bakıyorum şöyle göz ucuyla.Murathan Mungan'dan "Yüksek Topuklar"ı ve "Eldivenler,Hikayeler"i okumuşum.İkisini de çok beğendim.Yurda dönünce diğer kitaplarını da almayı düşünüyorum.Çünkü o kadar harika bi yazar ki anlatamam.Özellikle Yüksek Topuklardaki Tuğde Hanım sizi kesinlikle delirtecek,sözüme kanaat walla.

Şimdiden Murathan Mungan'ı en sevdiğim yazarlar listesine koydum bile.

Chris Cleave'in "Küçük Arı"sı sanırım bu sene içinde okuduğum en iyi ve en sürükleyici kitaptı.Afrika'ya doğru müthiş köklü bi seyahat ve son satırında dahi kendinize gelemeyeceğiniz bi kitap kesinlikle.Doğu mistizminden hoşlanıyorsanız şayet bu "çikletli yapışkan beyaz" gibi hemen Khaled Hosseini'nin "Uçurtma Avcısı" ve "Bin Muhteşem Güneş" adlı kitaplarını tavsiye ederim.Ece Temelkuran'ın "Muz Sesleri"ni okumuşum ondan sonra o da güzeldi yani.Perihan Mağden'in "Ali İle Ramazanını" herkes okuyor diye alıp okudum.Evet konusu ilginç ama bu Perihan Mağden'in basit yazdığını değiştirmiyor.Fakat böyle bi konuyu ele almak da yürek ister,yiğidi öldür hakkını yeme.Gülse Birsel'in son kitabı "Velev Ki Ciddiyim" çok eğlendirmişti beni,en tavsiye :)

Sonra raflarda dolaşırken bi kitap bulmuştum.Yerel bi yazar Mehmet Culum sanırım adı,kitapta çok ilginç yazmışlar adını."Alaçatılı" diye bi eserini okudum.Bu kitapta Alaçatı bölgesindeki nüfus mübadelelerini güzel bi aşk hikayesi ile birleştirmiş yazarımız hoş bi eser.Serdar Özkan'ın "Kayıp Gül" diye liste başı bi kitabı var ya onu da okumuşum.Kitabın kapağı cidden al beni dercesine durur raflarda.Fakat bu kitabı okuduktan sonra nasıl liste başı olmuş anlamadım.İçerik çok zırt yani bana uyan bi kitap değil ben tasviye etmeyerum şahsen."Ejderha Dövmeli Kızı" almıştım ama çok kalın geldi daha okuyamadım :d Zaten o seri ya böyle bu aralar ikinci kitap çıkmış "Ateşle Oynayan Kız".Banu Avar'ın son kitabı "Hangi Dünya Düzeni"ni okudum ve beğendim.Selim İleri kitapları almıştım ucuzluktan ama orijinal."Yarın Yapayalnız" adlı kitabını okudum tek kelimeyle hayran kaldım.Handan Sarp'ı ise gerçekten var sanıp internetten araştırmıştım deli gibi.Meğer onu Selim İleri yaratmış helal olsun."Kafes" ve "Solmaz Hanım" adlı kitapları da ben de mevcut ama başlayıp okuyamadım zira çok ağır geldi bana ama eminim güzeldir.

Şimdi başlayacağım kitap ise Tomas Borge'nin "Dizginsiz Bir Sabırla" isimli kitabı.Nikaragua devrimini anlatıyor.Tarihsever iseniz bana hocam tasviye etmişti.Gordon Childe'nin "Tarihte Neler Oldu" adlı kitabını okuyun derim.

Şu aralar Emir Kusturica'nın "Çingeneler Zamanı" adlı filmini izlemek istiyorum deli gibi ama yok işte bulamıyorum.Çok istiyorum ama öyle böyle değil."Transilvanya" adlı bi film izledim geçen o da çok güzeldi.Ve Alice in the Wonderland'ı izledim tabiyki harikaydı.

Oha ne kadar kültürlü çıktım be :P Neyse kültür maceram sona ersin.Ben terleyen ve sıkılan bi adamım.Aha ilk defa çocuk yerine adam dedim kendime.Adam mı oldum ben be :D