11 Ağustos 2017 Cuma
Ana Yurdu
Ana Yurdu, Başka Sinema seçkisinde yer alan 2015 tarihli Senem Tüzen filmi. Ancak edinip izleme şansı buldum.
Bir hesaplaşma filmi. Anne-kız ilişkisine çok aşina değilim. Anne, yaşayamadığı gençliği ile hesaplaşıyor film boyunca. Batıl inançlar, delirmenin sınır noktası ve üzerinde yürüdüğü ince bir çizgi. Kızı ise bir kitap yazıyor, köy yerinin pusunu içine sindirmeye çalışırken annesi ile yüzleşiyor. Bu tarz yüzleşmeler aile arasında her zaman bir kırılma noktası oluşturur. Çatışmalar hiç bitmeyecektir, ta ki biri bir gün isyan edene kadar.
Nesrin'in annesinin filmde telaffuz ettiği bir cümle var. Basit, yalın ve bir o kadar etkileyici:
"Benim hiç hikayem yok."
Hikayesi olmayan kadınların filmi Ana Yurdu ya da kendine bir hikaye bulamamış kadınların. Annesi kızının hikayesinde yer almaya çalışırken tökezliyor, kızı ise kendi hikayesini yaratmaya çalışırken annesinden sıyrılmaya çalışıyor.
Filmin son sahnesi ise oldukça çarpıcı. İnsanın en aciz zamanlarında dahi içgüdüleri ile hareket ediyor olması benim tüylerimi diken diken ediyor. Sanırım insan olmanın önündeki en büyük engel içgüdülerimiz. Hem masum hem de zehirli.
Herkes kendi yaşamında bir hikaye yaratmaya çabalıyor. Kişisel hikayeler, bir birey tarihi belki de. Öznel. Fakat bu ülkede kadınların kendilerine ait bir hikaye yaratmaları oldukça zor. Bir yerde bir şeyler kırılıyor. Kendi anneniz, üstelik sizin cinsiyetinize sahip olan anneniz bile kırabiliyor sizi. Ki bunun etrafında taşra varsa ayakta kalmak sanırım daha da zor. O sessizlik, taşradaki zaman. Sanki hiç akmıyor. Fakat her ne olursa olsun herkes bir gün bir şekilde ana yurduna geri dönüyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder