Öyle bir seriydi ki beni baştan çıkardı adeta kışkırttı.Evet,Stephenie Meyer serisinden bahsediyorum.Önce “Alacakaranlık” ile başladı maceram takıldım kaldım.Tabi önceden filmi izlemişliğim vardı bir nebze.Sonra “Yeni Ay”da buldum kendimi.Sanki Phoenix’te ayda ip atlıyormuşum gibi yaşadım kitabı.Malum sonrasında “Tutulma”.Bana pek bir histerik ve romantik ötesi gelse de tutulduk işte.Aydan kendini kaçırmak ise farklı bir hengame.Derler ya hep kendinizi Amerikan büyüsüne kaptırmayın bir yalandan ibaret diye,insanın kendini Amerikan müziği eşliğinde ve tabii ki benim Paramore’umun eşliğinde garip bulması ve hoşlanması doğal.Ben hala Şafak Vakti’ne çıkamadım ama çıkmak üzereyim.Her şeyi erteledim sınava gireceğim diye ama keşke demem inşallah önümüzdeki günlerde.Enteresan olan bir şeyler var aslında.İnsanın kendisini kitabın kahramanları gibi hayal etmesi ki her zaman olur aslında bu,enteresanlık kitaptan sonra kendimi hem Bella hem de Edward gibi hissetmemde.Anladım erkeğiz Edward gibi hissedeceğiz ama Bella gibi hissetmek niye?Sanırım özümsedim Bella karakterini.Sanki unisex,yani kahramanlar her zaman böyle olmalı.Önemli olan karakter özümsemesi.Bella olsam kime ne ki?Ben de işte;I caught myself…
Şuan kendimi hayal ediyorum.Bir vampire aşık olsaydım ve o vampir gerçekten benim kanıma susayıp beni ölümüne sevseydi ben de kesinlikle aşkına karşılık verirdim.Evet iddia ediyorum Edward kadar yakışıklı ve çekici olabilirim ama en azından vampir değilim.Ama şuan isteyebileceğim şeyler arasında olabilirdi bir vampir olmak.Sonsuza kadar yaşamak,para derdi olmadan,gelecek kaygısı olmadan,gece istediğin gibi dolaşmak,sarımsaktan uzak durmak pahasına bile.Ya da beni bıraksalar bir sahneye.Paramore ile birlikte hayallerime kavuşsam.Sabaha kadar bana şarkı söyleseler ama ben yokmuşum gibi…
En son nokta bir de akşamları bir dizi çıkıyor Tv8’de,Şöhret Yolunda…Aslında pek akıl karı bir dizi değil.Kendini Avrupalı gören insanların fazla açık-cinsellik dürtülerini dürtmekten başka bir halta benzemiyor.Spain…Sadece seviyorum diziyi çünkü içinde üniversiteli gençler var.
Yarın bir yolculuk beni bekliyor.Beni tanıdığını ve bildiğini biliyorum hayat.Beni bilmemezlikten gelme ne olur!Hem benim Aşk’taki gibi 40 altın kuralımda yok.Gül bana.
6 yorum:
son zamanlarda defalarca izlediğim ve beni derinden etkileyen tek film diyebilirim alacakaranlık için...kitapları sinemaya uyarlamak çoğu zaman zordur, kitaptaki karakterin aynısını bulup izleyiciye sunmak...bu film bu konuda da çok başarılı...kitabı okurken aklınızda aşağı yukarı bişeyler canlandırıyorsunuz ve sinemada da o doğrultuda bişeyler bekliyorsunuz...ve bu filmde beklemelerin sonucunu mükemmel bi şekilde alıyorsunuz :D
ayrıca bir vampire sempati besleyebileceğimi hiç düşünmezdim ama bu film bunu yaptı :) :)
Momol;
Ne güzel anlatmışsın gerçekten çok haklısın.Beni ve arkadaşlarımı saran son zamanların en iyi kitabı ve en güzel filmi diyebilirim ben de.Ama hala son kitabı okuyamadım:)Kim bilir belki bizi de böyle bir hayat bekliyordur bir yerlerde...
çok tatlısın ve çok güsel anlatmışsın aşkı ve duyguları emnm ki edvard gbi bir vampir olabilirdin eğer bu olaylar gerçek olsaydı
Adsız;
Tatlı olduğumu söyleyen ender kişilerdensin bunu itiraf etmeliyim:)
Eğer bu duygular gerçek olsaydı ve ben Edward gibi bir vampir olsaydım yanıma muhakkak Bella gibi güzel bir kız isterdim,aynı zamanda duygusal:)
Yorumun için teşekkürler:)
wayyy
hayran kıtlen asmıs durumda nerdeyse asılanlar bıle var=)
eger okuyucu her ıkı bas kahramanda da yada cınsıyet statu gozetmeksızın her karakterde kndnden bısıler bulabılıosa o yazar yazardr bnce.ama bella gbı hıssettm demene de gulmeden edemedım:) coğu kıtbı okumus we hala okuo olsamda alacakranlık serısını ısrarla okumuorm.cnku bna zaman kaybı gbı gelıo.we okadar uzak kı bna bısı katıcanı dusunmuorum.ama edebıyta yenı bı soluk kazandrdgı cogu ınsana kıtp okuttugu ıcın de ıcımden tskkr edıorm.hc kıtp okumayan arkdslrmn elınde bıle gordum cogu kez.f.e
Yorum Gönder