25 Ekim 2023 Çarşamba

Zorlu Bir Yolculuğun Başlangıcı

Son yazımdan beri hayatımda pek çok değişiklik oldu. Bugün gücümü toplayıp bir şeyler yazmak istedim. Yaklaşık iki buçuk aydır vücudumda tuhaf belirtiler eşliğinde yaşıyorum. 14 Ağustos günü panik atak olduğunu düşündüğüm bir atak geçirdiğimden bahsetmiştim. Akabinde bacaklarımda kırmızı kaşıntılı döküntüler oluştu. Birkaç gün içinde geçti. Doktora gitmeyi hiç sevmediğim için ciddiye almadım. Bir müddet sonra bacaklarımda uyuşma, elektriklenme ve karıncalanma tarzında bazı belirtiler oluştu. Bir yere vurdum ya da bir şekilde uzun süre ayakta kalmanın etkisi diye düşündüm. Ardından bu uyuşmalar ellerime, boynuma, yüzüme ve çeneme derken en nihayetinde başıma geçti. 24 saat boyunca asla geçmeyen bir baş uyuşukluğu, mengene ile iki yandan sıkıyorlarmış hissi derken iki gün önce öleceğimi sandım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya ve tüm vücudum bir anda uyuşmaya başladı. Doktora gidip uzun bir muayeneden geçtim. Yapılan tetkikler sonucunda fiziksel ya da nörolojik bir sorunumun olmadığını, yaşadığım durumun tamamen psikolojik olduğunu öğrendim. 

Tedaviye başladık, hayatımda ilk kez bir antidepresan kullandım bugün. Ve altı ay boyunca sürecek bir tedaviye adım attım. Şu an hala kafamda şiddetli bir uyuşukluk var ve işten eve döndükten sonra hiçbir şey yapamıyorum. Şu satırları bile çok zor yazıyorum. Vücudumdaki etkilerini bir şekilde tolere edebiliyorum ama başımdakini edemiyorum. Şu an için tek isteğim başımdaki uyuşuklukların bir an evvel son bulması. 

Neden böyle oldu diye sorgulamadım elbette. Yıllardır verdiğim hayat mücadelesi, kaygı, hassas yapım, bu sene yeni başladığım bölüm başkanlığı görevi gibi pek çok stres etmeni birleşince sonunda bir yerden patlak verecekti. Oysa bu sene kişisel hayatıma daha fazla önem verdiğim bir yıl planlamıştım kendim için, 13 Ekim'de 32. yaşıma girmişken yapmayı planladığım şeyler vardı. İyi olmak, iyi hissetmek için kendimce çaba harcıyordum. Vücudum bu şekilde tepki verince gerçekten öleceğimi hissettim. Çok farklı bir deneyimmiş, bir süredir tamamen kafam uyuşuk şekilde hayata devam etmek beni çok zorluyor. Gün içinde biraz daha hafiflese de akşam saatlerinde inanılmaz artıyor. 

Bir araştırma yapıyorum, en yakın zamanda bir terapi desteği de almaya karar verdim. Antidepresan tedavisinin yanında bir de gerçek anlamda, ilk kez bir terapi desteği almak istiyorum. Çoğu şeyle tek başıma mücadele edebiliyordum, artık vücudum buna izin vermiyor. Keşke her şey daha farklı olsaydı, keşke bu yaşıma kadar bunca mücadele vermek zorunda olmasaydım. Doktora sorduğum ilk soru, psikolojimizin vücudumuzu nasıl bu hale getirebiliyor olduğuydu. Gerçekten inanılmaz. Yaklaşık bir saat on beş dakika kadar süre ayırdı bana doktor. Uzun uzun konuştuk, tedavinin iyi geleceğini ve uyuşmaların geçeceğini söyledi. Buna dair çok fazla endişem var, şu an için her şeyi bir kenara bıraktım yalnızca eski halime geri dönmek istiyorum. Başımın, vücudumun kuş gibi hafif olduğu zamanlara... Depresyon, panik atak, anksiyete bozukluğu... Belki de hayatımın en güzel dönemlerinde bana misafir olarak gelen bu rahatsızlıkların kalıcı olmasını istemiyorum, keşke yalnızca birer his olarak kalsalar, ona bile razıyım ama verdiği inanılmaz acılar dayanılır gibi değil.

Umarım iyi olacağım, daha iyi olacağım. 

5 yorum:

Sadece C. dedi ki...

Çok geçmiş olsun, gerçekten bu yük artık dayanılmaz olmuş ki vücudunuz sinyaller vermiş. Onu dinlemeniz ve umuyorum ki size iyi gelecek olan adımları atmaya başlamış olmanız çok sevindirdi beni çünkü mutlu olmayı hak eden bir insansınız yazılarınızdan tanıdığım kadarıyla... Yolunuz çok açık olsun, güzel haberlerinizi alalım inşallah...

Bu saatte nerden geldiyse dedi ki...

Çok geçmiş olsun beyaz ciklet. Bunlar hayata karşı hassas insanların verdiği tepkiler diye yorumluyorum.

Ben de farklı değilim 36 yaşıma girmiş olmama rağmen, hayatımda yaşadığım sıkıntılar şimdi gün yüzüne çıkıyor ve yaklaşık 7 aydır depresyonla mücadele ediyorum. Fiziksel olarak seninki kadar etkilemese de yorgunluk, hızlı kalp atışları ve inanılmaz bir endişe... neyin sebep olduğunu da henüz bulabilmiş değilim. Ama sanırım uzun süredir devam eden bir savaşın sonuçları...

Umarım en kısa zamanda fiziksel ve ruhsal sağlığına kavuşursun/kavuşuruz.

Kim Bilir dedi ki...

Çok geçmiş olsun. Epey büyük bir atak olmuş. Ama merak etme, sıkıntısı büyük de olsa geçiyor, geriye bir şey kalmıyor. Terapi ile desteklemek bence de çok iyi olacaktır. Sabırla tedaviye devam etmelisin. Geçmeyecek gibi gelse de hepsi geçiyor.

Dr.eamer dedi ki...

Sevgili Beyaz çok geçmiş olsun! Hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerden ibaret çoğu zaman ne yazık ki.. Ortaokul döneminden beri kronik depresyonla mücadele eden biri olarak bunun da tıpkı diğer organik hastalıklar gibi ele alınması gerektiğini söyleyebilirim. Anksiyete açısından çok uzun zamandır hayat kalitem düşüyor olsa da hiçbir zaman bahsettiğin kadar büyük bir vücut tepkisiyle karşılaşmadım sanıyorum ki bunun nedeni biraz da mesleki bilinçle “erken müdahale” edip kendimi o çıkmaza sürüklemeden önce çözüm aramaya başlamamdı. En son kızım olduğu dönemde antidepresana ara vermiştim ve son 1,5 yıldır ihtisastaki kaygı ile artık başedemeyince tekrar başlamıştım. Yüksek dozda kullanıyor olmama rağmen yüksek ihtisas bitiriş sınavından önceki hafta öyle büyük bir döküntü atağı geçirdim ki elimde kitaplar ders çalışmam gereken bir dönemde hastaneye yatıp tedavi aldım. Evdeki basit gündelik sorunlarla başedecek kadar bile sağlığım kalmamıştı. Bunu neden anlattım ilaçların da tek başına yeterli olamadığını bilmeni isterim çünkü. Asla amacım umutsuzluğa sürüklemek değil aksine gözardı etmeden varlığını kabul edip, anlayabildiğimiz noktada hayat kalitemiz yeniden oluşmaya başlıyor. Ayrıca depresyon, kaygı ve panik bozukluklar tıpkı diyabet hipertansiyon gibi fizyolojik rahatsızlıklara benziyor olsa da mutlaka terapi ile desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. 33 yıllık kişisel tecrübelerime dayanarak en sağlıklı dönemimin her ikisini bir arada yürüttüğüm zaman olduğunu söyleyebilirim ve ne yazık ki maddi imkansızlıklar veya zaman ayıramamak nedeniyle hep daha kolay olan medikal tedaviyi seçtim.. Umarım yoğun iş tempona rağmen ilk sıraya “kendini be mental sağlığını” koyar ve bu yıpratıcı semptomlardan bir an önce kurtulursun sevgili Beyaz. Seni çok seviyorum, üstesinden gelemeyeceğin hiçbir durumun olmadığını ve hiçbir durumun sonsuza dek devam etmediğimi bilmeni istiyorum. Yalnız değilsin, yalnız değiliz! Ne zaman ihtiyacın olursa haddim olmasa dahil profesyonel olarak değil belki ama bir dost olarak yüzyüze destek olmaya da varım. Kendine çok iyi bak. Dilersen buraya dilersen kendi defterlerine sık sık yaz içini boşalt seni mutlu edebilecek hiçbir şeyden kaçınma. Sağlıcakla kal

Beyaz Çiklet dedi ki...

Sadece C.,

Çok teşekkür ederim desteğiniz için. Uzun süredir yazılarımı takip ediyor, bir şekilde her yorumunuzla ve önerinizle destek olmaya çalışıyorsunuz. Bu benim için gerçekten çok kıymetli. İyi ki varsınız, daha iyi olacağım umarım.

Bu saatte nerden geldiyse,

Çok teşekkür ederim. Benzeri bir durumun içinde olduğum için seni içten bir şekilde anlayabiliyorum. Ben de hassas insanların bu süreçlerden geçtiğini düşünüyorum. Yaşam bir noktada öyle çullanıyor ki üzerimize, kaçıp kurtulacak yeni bir rüya bulamıyoruz sanki, hep kabusmuş gibi. Umarım toparlanırız ve o kaybettiğimiz heyecanları, mutlulukları yeniden yakalarız.

Kim Bilir,

Çok teşekkür ederim. İlk başlarda hiç geçmeyecek sandım ama hafifledi. Hayatta her şey geçiyor da şu yorgunluklarımız, acılar, kırgınlıklarımız bir türlü geçmek bilmiyorum. Umarım zamanla aşacağım.

Dr.eamer,

Desteğin için çok teşekkür ederim. Buranın bana kazandırdığı en güzel hediyelerden birisin. Hiç yüz yüze gelmesek de orada bir yerde benimle aynı hislerle atan bir kalbin olduğunu biliyorum. Uzun yıllardır birbirimizin hayatına tanıklık edebiliyoruz. İnsan yalnızca yazılarından tanıdığı biri ile birlikte hem üzülebiliyor hem de sevinebiliyormuş, sayende bunu öğrendim sanırım. Yaşadıkların benim de son dönemde yaşadıklarıma ne kadar benzer. Üstelik bunu çok uzun zamandır yaşıyor olmanın verdiği hissiyatı şu halimle çok daha iyi anlıyorum. Hayata bakışımızdaki o kırılganlık ve incelik bizi öylesine etkiliyor ki, bir yerde hayat diğerlerinde olduğu gibi sıradan bir şekilde devam edemiyorum sanırım benim. Bir araya gelmeyi, sohbet etmeyi, bir sıcak kahve içmeyi çok isterim. İyi ki varsın ve iyi ki buradasın.