29 Ocak 2022 Cumartesi

Uzaktan Bir Ses

Burayı epey boşladım, sanırım aylar geçti yazmayalı. Geceye birkaç not bırakmak istedim, sonra bir daha ne zaman uğrarım bilinmez. Böylesi daha makbul olmalı, gelen isteğe karşı koymadan sözcükleri sıralamalı ve sonra yine veda etmeli. 

Sömestr tatiline girmemizle birlikte biraz rahatladım. Fakat iş temposuna ve sürekli çalışmaya alışkın olan bünyem biraz afalladı. İlk hafta bitmeden sıkılmaya başladım. Eskisi gibi kitap da okuyamıyorum üstelik, sinema deseniz tek tük. Daha çok uzanıp kendimi dinliyorum, dış dünyadan duyduğum türlü seslere kulak vermeye çalışıyorum. 

Biri çıktı karşıma, her zaman olduğu gibi bu bende büyük bir kaygı yarattı. Yine her zaman yaptığım gibi geri adım atmayı kurguluyorum kafamda. Gönül ilişkilerinden o kadar uzaklaştım ki, hiç kimseyi hayatıma dahil edemiyorum. İçimde böyle bir istek duymuyorum. Oysa bir şans versem, ben de adım atsam belki her şey çok güzel olacak. Her seferinde aynı senaryo, her seferinde aynı hisler. Sanırım, bundan sonra hayatıma kimseyi dahil edemeyeceğim. Böylesi bir kaygı ile yaşamak yerine, kendimle baş başa kalmam benim için daha kolay, daha az yorucu. Hayatta pek çok şeye anlam veremezken, bir kişinin sevgisine ve ilgisine hiç mi hiç anlam veremiyorum. Bunun için çabalayacak gücüm de kalmadı. 

Bir kahve içiyorum, bir kitabın sayfalarını çeviriyorum, pek çok sözsüz müzik dinliyorum. Hayatımla ilgili verebileceğim ayrıntılar yalnızca bunlardan ibaret. Ömür ne anlam ifade ediyor, neden bunca çaba; hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim; özüm, zihnim, hissiyatım; bir parçası burada bir parçası ise orada. 

4 yorum:

Manxcat / KuyruksuzKedi dedi ki...

Neden sürekli ömür için bir anlam biçmeye çalışıyoruz? Neden illa ki "yaşamanın" ötesine derin bir anlamı olmalı? Yoktur belki de! Tek amaç sadece yaşamaktır, önümüze gelen her şeyi yaşamak' Bir seviyi, bir kaybı, acıyı, sevinci, hüznü... Yaşamak, deneyimlemek... Bence böyle, ne kadar çok şey sığdırırsak bir ömre o kadar anlamı olacak ömrümüzün. Hayatınıza yeni birini almaktan korkmayın bence, en kötü ne olabilir ki? Hayatınıza dahil ettiğiniz gibi çıkarabilirsiniz de.

Sadece C. dedi ki...

Manxcat; o kadar basit mi? Çıkar gitsin olmuyor işte, giderken sana ait olan (ya da sana ait olduğunu sandığın demeliyim) birçok şeyi de kendiyle birlikte götürüyor.. Eskisinden de ıssızlaşıyorsun, yalnızlaşıyorsun. Bence çok iyi yapıyor Beyaz Çiklet. Doğrusunu yapıyor.
Şanslıysa günün birinde ondan birşeyler alan değil ona birşeyler katan biri girecektir hayatına, bunun önüne zaten geçemez.

Manxcat / KuyruksuzKedi dedi ki...

Tabi ki kolay değil. Hayatınıza dahil ettiğiniz gibi demiştim canım Ceren'im, yani hayatımıza dahil etmek de kolay değil zaten. Ama bir noktada kesmek, yarayı dağlamak ve yaşamaya devam etmek gerek. Nasıl ölümlere alışıyorsak, kayıplara da alışılıyor eninde sonunda. Yeri dolmayacak boşluk yok bence, evlat hariç. Yine de hayat bu büyük konuşmamak gerek, herkesin alışma süreci çok farklı, kimse adına konuşamam gün sonunda :)

Sadece C. dedi ki...

O konuda da yanılıyorsun. Kayıplara alışmaz insan, alışmış gibi yapar çünkü sevmek bunu gerektirir. Tabii ki herkes herkesi sevmek zorunda değil ama gerçek anlamda seversen o boşluk hiç dolmaz, her ufak hatırlatıcıda o yara hep kanar. Sadece insan daha iyi numara yapmaya başlar zamanla. Ama bu dediklerim gerçek sevgiler için geçerli. Diyor bu yazışmadan arkadaşımızın bloğunu daha fazla işgal etmemek ve lafı uzatmamak adına ayrılıyorum.