1 Nisan 2021 Perşembe

Taşınma Hazırlıkları

Çileli uğraşlarımız sonucunda gönlümüze göre güzel bir daire bulabildik nihayet. Pandemi sürecinde bu işlere kalkışmak bizi tedirgin etse de, işlerin bir kısmını bitirdik. İki hafta içinde taşınacağız. Yaşadığımız gürültü problemi bizi gerçekten çok yıprattı. Annem sesten pek etkilenen biri değil, uykusu dahi bölünmüyor fakat ben çok ciddi bir huzursuzluk yaşadım. Aylardır birkaç saatlik uyku ile işimi yapmaya çalışıyordum ve gerçekten çekilir gibi değildi.             

Yeni ev Avrupa yakasında, okuluma çok yakın ve İstanbul içinde adeta bir kasaba diyebileceğim şirin bir yerleşim yeri. Yaklaşık on yıldır İstanbul'da yaşıyorum ve bu sürenin iki yılı haricinde hep Anadolu yakasında oturdum. Avrupa yakasına kıyasla burayı çok daha fazla seviyorum. Fakat işe gidip gelmek de gerçekten çok zor oluyordu, günde ortalama üç buçuk saatimi serviste geçiriyordum. Sabah beş buçukta uyanıp, akşam yedi gibi evde olabiliyordum. Pandemi nedeniyle çok uzun süredir evden çalışsam da, işime yakın olmanın en iyi seçenek olduğuna karar verdik. 

Yeni bina bir apartman dairesi, ilk biz oturacağız dairenin içinde. Toplamda sekiz hane var ve az katlı küçük bir apartman. Daha önceki deneyimlerimden yola çıkarak artık sitelerde oturmamaya karar verdim. Sitelerde çok fazla daire oluyor genelde, bir kata bir sürü daire sığdırıyorlar, bitmeyen bir gürültü oluyor. Duvarlar hep birbirine bitişik, aidatları çok pahalı ve otopark, havuz gibi hizmetleri de kullanmayan biri olduğum için artık sitelerde oturmak istemiyorum. Dışarıdan çok havalı görünüyor ama olayın aslı ne yazık ki pek de havalı değil. 

Yeni daireyi tutmadan önce, binada yaşayan insanların kapılarını çaldım. Ses sorunu yaşamadıklarını söylediler ve içim rahatladı. Evi, emin olabilmek için iki kere görmeye gittim. İçinde de iki saat kadar vakit geçirdim, akşam vakti de gittim. Epey sessiz, sakin duruyordu. 

İşime ortalama 10 dakika sürede ulaşabileceğim, İstanbul'un kaosundan uzak, yalnızca küçük bir meydanı olan ve üst kısmı ormanlık şirin bir yerleşim yeri gibi duruyor. Birkaç kere gittiğim ama ayrıntılı olarak fikir sahibi olmadığım bir yerdi. Bu sefer özellikle kalabalık olmayan bir yer seçmek istedim. Bu şehrin gürültüsü ne yazık ki hiç bitmiyor. Aklımda, bu şehirden uzaklaşmaya dair tonlarca fikir var. Hele bir taşınalım, sonra ufak ufak planlar yapacağım. Gelecekteki hayatımı kesinlikle bu şehirde yaşayarak geçirmek istemiyorum. Buradan gitmeye dair bir kapı aralayacağım umarım. 

İstanbul'a gelmek isteyenler için de küçük bir not düşmek istedim. Gelmeyin. Bu şehir her geçen gün bir açmaza dönüyor, kariyeriniz harika olabilir, çok iyi paralar kazanma ihtimaliniz olabilir, bunları bir kenara bırakın ve gelmeyin. Küçük şehirlerde, sakin, hayat koşturmacası yaşamayacağınız, müstakil binalarda oturun. Sokakta kimse size çarpmak, sizi itip kakmak zorunda kalmasın, vaktinizin önemli bir kısmını trafikte geçirmeyin, bir ayağınız toprağa değsin, çiçek yetişirin, ekip biçin, komşu edinin, mahalle dostlarınız olsun. Bu şehirde yaşayanlar robota dönüşmüş durumda, herkes birbirini dolandırma derdinde, herkes her yaptığını yalnızca para için yapıyor, milyonların sıkıştığı ve her gün bozduğu bu güzel şehir artık kesinlikle yaşanabilecek bir yer olmaktan çıktı. Elinizde az da olsa imkanlarınız varsa, o imkanları bu şehre gelmek için harcamayın.

2 yorum:

Dr.eamer dedi ki...

Ah Beyaz.. ah benim canım! yani 9 aydır neredeyse hiç uyuma fırsatı olmayan biri olarak o yıpranmışlığı,o sinirlilik ve tahammulsuzluğu öyle iyi anlıyorum ki! umarım yeni eviniz çok çok çok huzur getirsin size. İstanbul hakkında yazdıkların öyle üzdü ki beni..çünkü tamamen aynı fikirdeyim seninle işte sırf bu yüzden üzüldüm. Tüm kalbimle seviyorjen bu şehri nasıl böyle oldu bu hikaye:( Bu kadar güzel bir şehri nasıl bu hale getirdiler?nasıl bu kadar robotlaştı bu insanlar?bu trafikteki dağ ayıları kim? bu insan misvedddeleri kim? gerçekten ben de çok tükenmiş hissediyorum..Ses ses ses hergün,her yerde binlerce farklı gürültü! Evde yalıtım olayıysa kesinlikle çok önemli ancak bu sadece site veya çok daireli yaşam alanlarıyla ilgili bir problem değil. Ben tam 30 yıllık bir sitede ve yaklaşık 90 dairenin olduğu bir apartmandayım ve dev müzik açmalı bir etkinlik yada matkap gibi belirgin bir şey olmadığı müddetçe beş yıldır hiçbir gürültü sıkıntısı yaşamadım. Olay malzeme kalitesinde sanırım en çok. Ha caddeden gelen korna sesleri,yanıbaşımdaki hastanemin ambulans sirenleri ayrı..Can-ı gönülden huzur diliyorum sana yeni evinizde. Ah ben de öyle tükenmiş bir durumdayım ki.. gecede maksimum iki saat deliksiz uykuyla hayatını idame ettirebilen ben o kadarcık uykuya bile hasretim. Şehrin sırtımızdaki yükü bir yandan,geçim sıkıntısı bir yandan ve annelikte yaşadığım bambaşka sıkıntılar..çok çok fazla doldum. Birkaç günlüğüne abant’taydım. O sakinlik,o temiz hava,o ıssızlık ve huzur..artık ben de gitmek istiyorum! aile olabildiğimiz,komşu olabildiğimiz,saygı duyabildiğimiz ve saygı görebildiğimiz o huzurlu kasabalara gitmek istiyorum!

Beyaz Çiklet dedi ki...

Dr.eamer;

Daha evvel hiç böyle bir sıkıntım yoktu. Ne zaman üst katımızdaki evlendi, benim de kabusum o zaman başladı. Eşi ev kadını olduğu için, ben de tüm gün evden ders yaptığım için sorunlar giderek büyüdü. Geceleri gündüzleri yoktu, sabaha kadar yüksek sesle tv izlemeler, bağıra bağıra konuşmalar, sürekli eşya çekiştirmeler, topuklu terliklerle yürümeler, sabaha karşı bulaşık yıkamalar, kavga etmeler... Artık gerçekten dayanılır gibi değildi, bu yetmezmiş gibi dördüncü kattan gelen sesler bile duyuluyordu. Aylarca dayandım ama sonunda pes ettim. Bina açısından ne kadar şanslısın, öyle bir binada otursam çok mutlu olurdum. Eski binaların bazıları çok sağlam yapılmış, yeni binaların büyük kısmı ise çok kötü. Dışarıdan güzel görünüyor fakat içleri gerçekten çok kalitesiz. Hem daha sessiz hem de okuluma 10 dk mesafede bulunan bir muhite geldik, ormanlık bir alana komşu adeta eski bir kasaba gibi. Geleli birkaç gün oldu, umarım huzurla otururuz. Ben de seni çok iyi anlıyorum, çünkü benzer hisler içindeyiz. Bu şehirde kapana kısılmış gibiyiz, çok çok fazla kalabalık. Sanırım yaş aldıkça içimizdeki huzursuzluk artıyor. Abant'a gitmekle ne iyi etmişsin. Keşke arada kaçmak yerine temelli göç edip yerleşebilsek böyle yerlere, o kadar çok isterdim ki.