Çileli uğraşlarımız sonucunda gönlümüze göre güzel bir daire bulabildik nihayet. Pandemi sürecinde bu işlere kalkışmak bizi tedirgin etse de, işlerin bir kısmını bitirdik. İki hafta içinde taşınacağız. Yaşadığımız gürültü problemi bizi gerçekten çok yıprattı. Annem sesten pek etkilenen biri değil, uykusu dahi bölünmüyor fakat ben çok ciddi bir huzursuzluk yaşadım. Aylardır birkaç saatlik uyku ile işimi yapmaya çalışıyordum ve gerçekten çekilir gibi değildi.
Yeni ev Avrupa yakasında, okuluma çok yakın ve İstanbul içinde adeta bir kasaba diyebileceğim şirin bir yerleşim yeri. Yaklaşık on yıldır İstanbul'da yaşıyorum ve bu sürenin iki yılı haricinde hep Anadolu yakasında oturdum. Avrupa yakasına kıyasla burayı çok daha fazla seviyorum. Fakat işe gidip gelmek de gerçekten çok zor oluyordu, günde ortalama üç buçuk saatimi serviste geçiriyordum. Sabah beş buçukta uyanıp, akşam yedi gibi evde olabiliyordum. Pandemi nedeniyle çok uzun süredir evden çalışsam da, işime yakın olmanın en iyi seçenek olduğuna karar verdik.
Yeni bina bir apartman dairesi, ilk biz oturacağız dairenin içinde. Toplamda sekiz hane var ve az katlı küçük bir apartman. Daha önceki deneyimlerimden yola çıkarak artık sitelerde oturmamaya karar verdim. Sitelerde çok fazla daire oluyor genelde, bir kata bir sürü daire sığdırıyorlar, bitmeyen bir gürültü oluyor. Duvarlar hep birbirine bitişik, aidatları çok pahalı ve otopark, havuz gibi hizmetleri de kullanmayan biri olduğum için artık sitelerde oturmak istemiyorum. Dışarıdan çok havalı görünüyor ama olayın aslı ne yazık ki pek de havalı değil.
Yeni daireyi tutmadan önce, binada yaşayan insanların kapılarını çaldım. Ses sorunu yaşamadıklarını söylediler ve içim rahatladı. Evi, emin olabilmek için iki kere görmeye gittim. İçinde de iki saat kadar vakit geçirdim, akşam vakti de gittim. Epey sessiz, sakin duruyordu.
İşime ortalama 10 dakika sürede ulaşabileceğim, İstanbul'un kaosundan uzak, yalnızca küçük bir meydanı olan ve üst kısmı ormanlık şirin bir yerleşim yeri gibi duruyor. Birkaç kere gittiğim ama ayrıntılı olarak fikir sahibi olmadığım bir yerdi. Bu sefer özellikle kalabalık olmayan bir yer seçmek istedim. Bu şehrin gürültüsü ne yazık ki hiç bitmiyor. Aklımda, bu şehirden uzaklaşmaya dair tonlarca fikir var. Hele bir taşınalım, sonra ufak ufak planlar yapacağım. Gelecekteki hayatımı kesinlikle bu şehirde yaşayarak geçirmek istemiyorum. Buradan gitmeye dair bir kapı aralayacağım umarım.
İstanbul'a gelmek isteyenler için de küçük bir not düşmek istedim. Gelmeyin. Bu şehir her geçen gün bir açmaza dönüyor, kariyeriniz harika olabilir, çok iyi paralar kazanma ihtimaliniz olabilir, bunları bir kenara bırakın ve gelmeyin. Küçük şehirlerde, sakin, hayat koşturmacası yaşamayacağınız, müstakil binalarda oturun. Sokakta kimse size çarpmak, sizi itip kakmak zorunda kalmasın, vaktinizin önemli bir kısmını trafikte geçirmeyin, bir ayağınız toprağa değsin, çiçek yetişirin, ekip biçin, komşu edinin, mahalle dostlarınız olsun. Bu şehirde yaşayanlar robota dönüşmüş durumda, herkes birbirini dolandırma derdinde, herkes her yaptığını yalnızca para için yapıyor, milyonların sıkıştığı ve her gün bozduğu bu güzel şehir artık kesinlikle yaşanabilecek bir yer olmaktan çıktı. Elinizde az da olsa imkanlarınız varsa, o imkanları bu şehre gelmek için harcamayın.