Epey olmuş yazmayalı, bu süre zarfında biraz tatil yaptım. Okula ara vermemiz ile birlikte Sapanca'da bir dağ evine gittim. Yeşilliklerin arasında, şömine ateşi başında ve kırmızı şarap eşliğinde güzel bir tatil geçirdim. Dinlendim, kendimi dinledim, bol bol film izledim.
Artık anlatacak çok şey bulamıyorum sanırım, o eski çocuksu, heyecanlı halim yok pek. Bunda büyümenin de etkisi olsa gerek.
Tatilin bir haftası bitti. Benim için sinema tatili gibi oldu. Bela Tarr'ın birkaç filmini izledim ve sinema anlayışını, tarzını çok beğendim. Özellikle Karanlık Armoniler filmi beni etkiledi. Janos Valuşka karakterini kendime çok benzettim. Bu yazıyı yazarken de filmin müziklerini yapan Mihayl Vig'in Valuşka adlı bestesini dinliyorum.
Var oluşun ve hiçliğin harmanlandığı sanat eserleri çok ilgimi çekiyor. Sürekli bu eserler etrafında dönenip duruyorum.
Son bir aydır Kadıköy Sinemasına çok sık gidiyorum. Başka Sinema'dan filmler izliyorum.
Şimdilik tatilim ve günlerim böyle sinema dolu, sessiz sedasız geçiyor. Sükunetim bozulmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder