6 Ekim 2019 Pazar

Yürümek

Galata'nın etrafında dolaşan, elleri cebinde bir adam. Hani eskilerin meczup dediklerinden. Kirli bir parkası var sırtında, yer yer sararmış sakalları siyahların arasında bir akdeniz güneşi gibi parlıyor. Hele ki öğle güneşinin altında, saçak saçak bakışları var. Saçları epeyce ağarmış, oysa yaşı çok genç olmalı. Hüzünlü yüzünün kıvrımlarında çeşit çeşit çizgiler birikmeye başlamış, aralara sıkışan esmer teni yorgun gibi kış seherinden. 

Bazı bazı simit alıyor Karaköy sahilinden. Hırdavatçılar çarşısının orada görüyorum, uzun uzun mutfak musluklarına, tornavidalara bakıp duruyor. Sanki dükkanların tezgahlarında, kaybettiği eski bir resmi arıyor. Kimi zaman da Pera'ya çıkan merdivenlerde görüyorum, arkadan bakınca eğri sırtı, uzun boyuna rağmen çökmüş omuzları dikkat çekiyor. 

O olduğunu bilsem, bir emin olsam yanına kadar gideceğim bir cesaretle. Bakışları o kadar donuk ki, onu izlediğimin, her gün buraya onu görmek için geldiğimin farkında bile değil. 

Büyükada'daki hallerini hatırlıyor mu acaba? Yaz akşamları, henüz küçük bir çocukken, üzerinde mavi bahçıvan pantolonu ile bizim bahçenin çitleri boyunca koşuşturduğu günleri? Faytonlara doluşup karşıdan gelen akrabaları arasından hızla kaçıp, adanın öbür ucundaki ormanlara doğru yürüyüşe çıktığı lise yıllarını? Hatıralar öyle acımasız ki, insan ne kadar unutmaya çalışsa da bir miktarı hep kalıyor. Bir gam bin yasa bürünüp oturma odasının ortasında, bir yemek tabağının kenarında, sahanlıkta ya da kalbin tam üzerinde olduğu gibi kalıveriyor. 

8 yorum:

kedikedikedi dedi ki...

"Hatıralar öyle acımasız ki, insan ne kadar unutmaya çalışsa da bir miktarı hep kalıyor. Bir gam bin yasa bürünüp oturma odasının ortasında, bir yemek tabağının kenarında, sahanlıkta ya da kalbin tam üzerinde olduğu gibi kalıveriyor."
ne güzel yazıya dökülmüş bazı şeyler.

hiç lüzumu olmayan bir anda da ortaya çıkıp bünyeyi altüst ediyor, acımasız olan hatıralar.

Beyaz Çiklet dedi ki...

kedikedikedi,

Bazen çıkıveriyor böyle cümleler, özellikle insanda iz bırakan hatıralar söz konusu oldu mu kalem durmak bilmiyor. Sonra donuyor tekrar, kendi içine çekiliyor. Beğenmenize çok sevindim.
Sevgiler.

Geçmiş Bahar Mimozası dedi ki...

Yazının üzerine Ezgi'nin Günlüğü'nden "Aşk Bitti//Aşk Hiç Biter mi?"yi dinlemeli..

burcu dedi ki...

anılarım, an kolluyor. ya en mutlu zamanımda bak ben buradayım diyorlar ya da en düşmüş halime kendilerini denk getirip bi çelme de onlar takıyorlar.

Kim Bilir dedi ki...

Çocukluk anıları en büyük düşmanım. Hatırlayınca en çok onlar incitiyor beni.

Beyaz Çiklet dedi ki...

Geçmiş Bahar Mimozası ;)

Çok sevdiğim bir şarkı, tekrar dinleyeceğim ben de :)

burcu ;)

Anılar bir yandan iyiler, kendilerini hatırlatıyorlar. Aslında onları bizi biz yapan şeyler olarak görüyorum. Acısı da güzeli de dahil.

Kim Bilir ;)

Acı anıları sürekli anımsamak zor, tahmin ediyor ve en önemlisi biliyorum. Fakat dünya döndükçe sanki onlar da kendilerine bir yer bulup bir şekilde bizden uzaklaşıyorlar. Ve yine fakat bazen bazı zamanlarda insanın yüreğine tekrar hücum ediyorlar. İyisi, kötüsü ile derler ya; böyle bakmak rahatlatabiliyor insanı. En azından denemeye çalışıyorum diyeyim.

Edischar dedi ki...

Döktürmüşün yine

Beyaz Çiklet dedi ki...

Edischar ;)

Bazen çıkıveriyor böyle :)