Geçtiğimiz hafta sonu memlekete gittik. Sanırım beş yıl oldu oradaki eve gitmeyeli. Annemin doğup büyüdüğü ev, benim de çocukluğumun büyük bir kısmını geçirdiğim ev. Haliyle eve ve kasabamıza dair çok anım var, kimi tatlı kimi acı. Bazı eşyalarımız vardı getirmemiz gereken, hazır cuma günü resmi tatil olunca gidelim dedik. Biraz temizlik yaptık, hemen annemin eski komşuları geldi. Tepsi tepsi yemekler, el yapımı tarhana ve salçalar daha neler neler. Kapımızı çalan eksik olmadı, özellikle karşı komşumuz Jale teyzenin gözyaşları beni çok etkiledi. "Evinizde ışık gördüm ya, nasıl mutlu oldum anlatamam" diyerek ağladı. Üniversiteyi okumak için İstanbul'a geliş o geliş, sonra ister istemez geri dönemiyor insan bu şehrin yoğunluğunda.
Hazır gitmişken eski fotoğraf albümlerini inceledim, ne güzel günlermiş. Odamdaki kitaplar, defterler olduğu gibi duruyordu. Duvarımda kocaman Amelie filminin posteri, mantar panom, masa lambam, ilkokul üçüncü sınıftan kalan hatıra defterim...
Orada geçirdiğim vakitler geldi aklıma, insan bir evin içinde yaşadığı zaman güzelleşiyor o ev. Yalnız bırakıp gittiğinizde soluyor, sanıyorum bir evi güzelleştiren içindeki insanlar. Bizim evin tarihi de bir özelliği var, rum bir usta tarafından yapılmış. Eskiden rumların yaşadığı bir bölge olduğu için mimari usulünde rumların izleri var, bir de güzel bir cumbası var.
Maziyle kucaklaşmak iyi geldi, yakın zamanda tekrar memleket havası soluyabilmek dileğiyle bitireyim yazıyı. Tekrar görüşmek üzere bizim ev.
8 yorum:
Ah ya komşuluk ne güzel bir şey, herkes elinde ne var ne yok alıp gelmiş. Unutmamışlar sizi..Duygulandım. keşke büyük şehirlere gelmek zorunda kalmasa mıydık
Okurken ben de duygulandım ya o etkiyi hissettim. Mesafeler ve özlem çok zor ama hatırlanınca bi değişik hissediyor insan :/
Eski fotoğraflara bakmak bana sadece hüzün veriyor. Bu yüzden ne bakıyorum, ne de fotoğraf çekilmekten hoşlanıyorum.
Çok etkilendim ben de o evde yaşamış kadar oldum..benim de tüm üniversite hayatım boyunca Amelie posteri başucumda asılı durdu kendi anılarıma gittim okuyunca. Büyüyoruz, yolculuklar yapıyoruz, hayat gailesi bizi bir yerlere savuruyor.. Umarım sık sık oraya uğrayabileceğin fırsatların olduğu, Jale teyzenin yüzünü gülümsetebildiğiniz daha nice seneleriniz olur sevgili Beyaz
Edischar ;)
Bunu zaman zaman ben de düşünüyorum, keşke diyorum küçük bir yerde yaşasam. Daha az insanın olduğu, bir yerlere yetişme derdimin olmadığı, doğayı ve hayvanları daha yakından dinleyebildiğim.. Umuyorum bir gün bu büyük şehirlerden gideceğiz.
akkurttaha ;)
Maziyi hatırlamak çoğu zaman hüzün verici bir şey, üstelik çocukluğunu geçirdiğin yere yıllar sonra geri dönmek. İnsan ister istemez yaşadığı mekanlarla bağ kuruyor.
Kim Bilir ;)
Fotoğraf çekilmekten ben de hiç hoşlanmıyorum. Kendi fotoğrafımı da çekmiyorum. Ama çocukluk fotoğrafları beni mesut ediyor, o masum çağa geri dönmüş gibi hissediyorum.
Dr. eamer ;)
Zaten aklıma direkt sen geldin, profil sayfandaki yazını anımsadım ve tebessüm etti Ameli ile :) Güzel dileklerin için çok teşekkür ederim, huzurlu günler bizden eksik olmasın.
Yazıyı okuyunca benimde köyde geçirdiğim günler geldi aklıma. İnsan geçmişi özlüyor.
Bu arada bloğuna mail abonelik butonu koyar mısın?
Geçmişteki komşuluk ve ev hayatı beni hep etkilemiştir. İnsanı uzaklara götürüyor tatlı bir hüzün sanırım. :)
Beyda'nın Kitaplığı ;)
Evet, özellikle küçük yerlerde yaşayan insanlar için anılar daha bir başka oluyor sanırım.
Mail abonelik butonu koymayı deneyeceğim :)
Aybüke S. ;)
Gerçekten tatlı bir hüzün; bir yanda çocukluk bir yanda geçmiş günlerin sıcak hatırası :)
Yorum Gönder