Senin İçin
Keşke hayatımda da bir geri dönüşüm kutusu olsa,ne yaptığımın ve ne yapmak istediğimin farkında olmadan yaşamak yerine sadece dünyamın etrafında dönen bir mutluluğum olsa. Haliyle evde yalnız başına kalınca daha fazla düşünüyor insan,daha fazla kurcalıyor ve yılgınlığa düşebiliyor sebepsiz yere.
Filmekimi Festivalinde izlemek üzere bir film işaretlemiştim ama vaktimiz uygun olmamıştı.Çok merak ettiğim o filmi yeni izledim."Restless." O kadar yalın ve güzel bir filmdi ki,bazı yerlerinde fizik ötesine geçerek bir insan suretinin nasıl bu kadar temiz olabileceği hususunda çıkarımlarda bulundum.Bahsettiğim temizlik ise tam anlamıyla Mia Wasikowska'da bulunmakta.En beğendiğim yabancı oyuncu ilan edebilirim kendisini sanırım.Gus Van Sant ise güzel bir iş çıkarmış.
Öğretmen atamaları ve branş bazındaki uçurumlardan bahsetmeyeceğim,bir buçuk sene sonra zaten atanamayarak büyük bir hüsran yaşayıp gerçekle er geç tanışacağım için şimdiden moralimi bozup üzülmeme gerek yok.Öğretmenlik kutsal bir meslektir.
Türk Dünyası Coğrafyası hocamın önerdiği "Kazaklar" adlı kitabı okuyorum ama her gün iki sayfa okuyabiliyorum,sıkıldım.Rus klasiklerine karşı bir önyargım vardır zaten,o uzun şahıs adlarını telaffuz etmekte yaşadığım zorluk beni kitabı okumaktan alıkoyan baş hadisedir.
Paulo Coelho'nun "Piedra Irmağının Kıyısında" adlı romanına başladım.Gayet akıcı ama biraz yapay geldi nedense bana.
Restless dışında "Albert Nobbs" adlı güzel filmi de Mia oynuyor diye izledim.Şimdi de "Tudors" adlı diziye başladım.Savaş ve tarih merakı nereye kadar bilemiyorum.
Keşke hayatımda da bir geri dönüşüm kutusu olsa,ne yaptığımın ve ne yapmak istediğimin farkında olmadan yaşamak yerine sadece dünyamın etrafında dönen bir mutluluğum olsa. Haliyle evde yalnız başına kalınca daha fazla düşünüyor insan,daha fazla kurcalıyor ve yılgınlığa düşebiliyor sebepsiz yere.
Filmekimi Festivalinde izlemek üzere bir film işaretlemiştim ama vaktimiz uygun olmamıştı.Çok merak ettiğim o filmi yeni izledim."Restless." O kadar yalın ve güzel bir filmdi ki,bazı yerlerinde fizik ötesine geçerek bir insan suretinin nasıl bu kadar temiz olabileceği hususunda çıkarımlarda bulundum.Bahsettiğim temizlik ise tam anlamıyla Mia Wasikowska'da bulunmakta.En beğendiğim yabancı oyuncu ilan edebilirim kendisini sanırım.Gus Van Sant ise güzel bir iş çıkarmış.
Öğretmen atamaları ve branş bazındaki uçurumlardan bahsetmeyeceğim,bir buçuk sene sonra zaten atanamayarak büyük bir hüsran yaşayıp gerçekle er geç tanışacağım için şimdiden moralimi bozup üzülmeme gerek yok.Öğretmenlik kutsal bir meslektir.
Türk Dünyası Coğrafyası hocamın önerdiği "Kazaklar" adlı kitabı okuyorum ama her gün iki sayfa okuyabiliyorum,sıkıldım.Rus klasiklerine karşı bir önyargım vardır zaten,o uzun şahıs adlarını telaffuz etmekte yaşadığım zorluk beni kitabı okumaktan alıkoyan baş hadisedir.
Paulo Coelho'nun "Piedra Irmağının Kıyısında" adlı romanına başladım.Gayet akıcı ama biraz yapay geldi nedense bana.
Restless dışında "Albert Nobbs" adlı güzel filmi de Mia oynuyor diye izledim.Şimdi de "Tudors" adlı diziye başladım.Savaş ve tarih merakı nereye kadar bilemiyorum.
2 yorum:
tamam o zaten Boleyn kızı yani;ama Charles da iyi dimi:))
Orta 1 ve 2.sınıfta neredeyse tüm yılı klasikleri okuyarak geçirmiştim ve yüzde yetmişi Dostoyevskiydi sanırım,adam kalkıp gelse elini eteğini öpecek kadar seviyodum,şimdi de aynen o derece seviyorum ama elime Suç&Ceza'yı versinler bir yapraktan fazla dayanamam Raskolnikov'a, istediği kadar karizma olsun:p
Dr.eamer ;)
Ah çok güldüm,uzun süredir klasik okumuyordum belki de ondan oldu,bir süre daha ara verebilirim bence klasik okumaya :P
Favorim Henry,gerçek hayat hikayesi de beni etkiledi ondan sanırım.Charles da iyi diyeyim o zaman hadi :D
Yorum Gönder