5 Eylül 2011 Pazartesi

Gerçek

Tatlı ve acı,hayatın en kısa anlamı.Sonuna nokta konulmamış hali,bol keseden ünlem işaretli.Meksika sosu gibi,mide bozucu türden.Yazmayalı beri başımdan bir düğün ve sekiz tane Pedro Almodovar filmi geçti.Evet zekasına hayran olduğum sayın Almodovar'ın sekiz filmini ardı ardına izleme cesaretinde bulundum ve Meksika sosu gibi hissediyorum kendimi şuan.İspanyol şarabı,cinsinden.Mümkün değil anlatamam,miadımın dolması lazım.Yaş alınca falan tekar etmeliyim zihnimdeki Pedro arşivini.Sadece şunu diyebilirim ki hep demişimdir.


Gerçek yaşam sokaklarda,sizin üstten bakan burunlarınızın,giydiğiniz pahalı kazakların altında.Tıpkı sakladığınız çirkin memeleriniz gibi.

Sinema da bu değil midir ? İçinize dokunmalıdır,baharatlı sıcak bir şarap tadında,burnunuza kokusunu bıraktıktan sonra içinizi titretip midenizi ekşittikten de öte rengarenk ve sımsıcak bir tuvalet macerası bırakmak anınızın en orta yerinde,terbiyesizce.

Gerçekten yaşamak mı istiyorsun ? O zaman acı çekmelisin.Esmer,ateşli bi delikanlının eşsiz flamenko gösterisinde topuğunu sahnenin en tozlu yerine ve en dibine vurması gibi.

"Umarım çıkış neşelidir ve umarım bir daha geri dönmem."

Frida

Hiç yorum yok: