Tüm hayallerimi bi sandığa koyup çekip gitmek istiyorum bu dünyadan.Küçükken umutlarımız vardı benim de vardı.Her gece yatağıma girip dualarımı ettikten sonra küçük bi melek olmayı planlardım.O zamanlar bilmezdim meleklere kadınlık ağırlığının yüklendiğini.Küçük bi erkektim sadece,erkek ne demek onu da bilmezdim o zamanlar.Bizim evimiz gibi sakin,huzurlu ve mutlu olmayan evlere görünmez adam olarak girmek ve onların sadece bir dileklerini yerine getirmeyi isterdim hep.Daha çok benim gibi çocukların tabi.
Büyümeye başlayınca,her şeyin garipleştiğini fark ettim.İnsanlar bu dünyanın yaşamına ayak uydurmuşlar düşleyemez olmuşlardı içlerindeki el değmemiş cenneti.Küçükken ayıramazken haşlanmış yumurta ile kabuğunu,büyüdükçe aynı kaba sığamaz oldum armutlar ve elmalarla.İyiler ve kötülerle.Akılları çalışmaz sanırdım kötü insanların.Meğer büyüdükçe aklı çalışmaz yaftası altına sokulan,ezilen hep iyi düşünenlermiş.Dünya malı dünyada kalır derlerdi,bir de baktım ki herkes mal mülk derdi peşinde.Teyzemler kaç katlı apartman dikmişler.Diğer teyzemler bir sürü ev araba alma derdinde.Ya annemle ben ?
Biz sadece mutlu olmayı seçtik annemle.Birbirimize güzel şarkılar söylerdik sabahları.Benim bi oda dolusu oyuncağımla oynar birlikte Ayşegül serisini okurduk.Ana okulu öğretmenime hediye diye çiçek beğenip,güzelleşene kadar büyütürdük.Beraber kaplumbağaları renkten renge boyar,sonra onları neşeyle izlerdik.Biz tüm bunları yaparken babam yoktu yanımda.Annem Hakkında Her Şey adlı Almodovar filminin bi sahnesinde,annesiyle büyüyen oğullardan bahsediliyor ya.Şuan hatırlamıyorum ama bi başkadır annesiyle büyüyen oğullar.Bi kız çocuğu bakmışsın kocaman kadın olmuş hem de bi oğlan doğurmuş.Tek başına büyütmüş onu her şeyi yapmış.Bi aralar kucağına sığabilen minik bir şeyken bir bakmış ki büyümüş kocaman olmuş.
Bi erkek çocuğu ergenliğe girdiği dönemde yanında bi baba arar.Artık babasının vücudu gibi bir yetişkin vücudu vardır.Ne yapması gerektiğini bilemez.Vücudunu tanımlayamaz,bi erkek çocuğu bunları annesine asla soramaz,utanır.Köşelerde ağlar belki,bi babaya ihtiyaç duyar.Sayıklar,kimse sesini duymaz.Çünkü toplum erkekleri güçlü kılmıştır.O babasız oğlan çocuğu bir anda kendini toplumda ‘adam’ sıfatıyla görür.Annesine o bakacaktır artık.Evin erkeğidir.Anne her ne kadar böyle istemese de toplum bunu dayatır,siz de dayanırsınız.Askere gider,ama ona askerliğin ne demek olduğunu,nasıl olduğunu,askerlik anılarını anlatan bi babası olmamıştır.Bu erkek çocuğundan ileride baba olmasını beklersiniz.Küçük bi çocuğu erkek diye göklere çıkarır erkekler gibi güçlü olamadığında da aşağılarsınız,dalga geçersiniz.
İşte bi baba bi erkek çocuğunun gözünde bu kadar önemlidir.Eminim benim yaşadıklarımı yaşayan,hala küçüklüğündeki masallardan inatçı bi çocuk gibi çıkamayan bi sürü genç vardır.
Artık haşlanmış yumurtanın kabuğunu çatalımızla çatlatıp soymanın zamanı geldi.Ben çıkıyorum kabuğumdan.Unutmayalım,ileride baba olduğumuzda biz de çocuklarımızı babasız bırakmayalım.Tanrı hepimizi korusun.Bize sahip çıkmayan babalarımızı da.
Bu arada şunu eklemek istiyorum.Hani bu kadar çok babamdan ve annemle ayrılık durumlarından bahsediyorum ya.Ama gün içinde babam aklıma hiç gelmiyor mesela.Duygu dolu bi anımda belki de bi babaya ihtiyaç duyduğumdan dolayı bu kadar içten hissediyorum bu durumu.Bi baba sevgisi görmüşlüğüm yok.Şaşıyorum kendime,bi babam yokken bile nasıl bu kadar inatla betimleyebiliyorum baba figürünü.Anlıyorum.Betimlemem doğru.Çünkü anlattığım gerçek bi baba değil sadece figürden ibaret.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder