Kalbin merkezine yolculuk başlatırsa biri,sen de inip kendine oradan bir hikaye çıkarırsın yeryüzüne.Hızla yukarı çıkınca vurgun yeme korkusu yoktur,çünkü iki kişisinizdir.
Ece Temelkuran
Hüzünlüyüm bu aralar.Kendimi toparlayabildiğim tek şey ise,yine içime çekilmek ve kitaplar arasında dolaşmak.Sunum falan hazırlarken derslerimiz için bi nevi yatışıyorum.Erasmus sınavını kazanamadım.En son sınava girmeye hak kazanmıştım ortalamam yeterli olduğu için fakat dil sınavını geçemedim.Evet,dil sınavı beni çok zorladı.Zaten komik bi puan aldım.Sınava hiç hazırlanmamıştım ve umut bağlamamam gerektiğini düşünüyordum.Ama illaki umut bağlıyor insan.Çok isterdim bu programla yurt dışına gitmeyi doğrusu.Benimle beraber hazırlanan arkadaşımla aynı puanı aldık.Bari o gitseydi ne güzel olurdu.Fakat bunun benim suçum olduğuna inanmıyorum.Birileri dünyada bi düzen kuruyor ve bu düzen o birilerinin çıkarına hizmet ediyor.Halinizden kimse anlamıyor.Bir “Chavez”,”Che” ya da “Bolivar” doğmuyor ülkenizin topraklarında.Sosyal devlet olgusu ile sosyalizmi karıştırıyor güçsüz,yıpranmış,abluka altındaki beyinlerimiz.Adalet bu ülkede işlemiyor.Bunların sınavla alakası ne peki ?
Dış İlişkiler ofisindeki memur insanların Erasmus yapmak için dil kurslarına gittiklerini söylüyor.Bir dil kursu kaç lira acaba ? Yani önünüze imkan sunuluyor evet ama kimse size sormuyor dil kursuna gidebilecek imkanınız var mı diye ? Merkantalizm dönüşümü kapitalizm bir kez daha tuzağa düşürüyor on dokuz yaşındaki körpe gençleri.Meğer sadece imkanı olan kültürlü oluyormuş bu toplumda.Böyle düşününce diyorum ki,iyiki varsın Venezuella,nükleolarda,bariolarda yaşam mücadelesi veren yoksullar.Bırakın tellerle çevirsin zenginler oturdukları yerleri,bırakın kardeşlik türkülerinden haz etmeyen onlar olsun.Yoksul mücadelesi demek,her şey demek.Kazanmak demek,mücadele etmek ve kardeş olmak demek.Devrim yapmak mı ? Sanırım devrim yapmaya önce kendi kalplerimizden başlasak daha iyi olacak.
Bu söylemlerim boşuna değil.”Muz Sesleri”ni okumuştum ben bi kaç ay önce.Ece Temelkuran’ın.Ardından Nedim Şener ve Ahmet Şık ile ilgili bi yazı takıldı gözüme sanal alemde.Harbi,kallavi,demir sertliğinde,küfsüz ve tozsuz bir yazıydı.Meğer Ece Temelkuran yazmış o yazıyı.Afalladım bi an,okumuştum ben kitabını diye aklımdan geçirdim.Param yok,gittim kütüphaneye üye oldum.Önce “Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita” adlı kitabını ardından “Ağrı’nın Derinliği”ni okudum.Hemen ardından “Bütün Kadınların Kafası Karışıktır” ve “İç Kitabı” adlı eserlerini yaladım yuttum.Kütüphanede bulunan kitapları bitti sanırım başka bi yazara başlarım.Ne komik değil mi ? Kimi aşklarından,kıçlarını nasıl açtıklarından bahsediyor ben de boş boş okuduğum kitapları anlatıyorum.
Şu sıralar devrim var içimde.Baharatlı bi şarap tadında,soğuk mezenin üzerine dökülen zeytinyağı kıvamında bi devrim.Nahoş,asude,benim beğenime gizlenmiş.Artık mucizelerden vazgeçtim.Devrime başladım içimde,dünyanın içinde.
4 yorum:
Şu Erasmus olayının olmamasına ben de üzüldüm. Bazen tanımadığın, sadece okuduğun birinin yaşadıklarına da üzülebiliyorsun. (bkz: bin muhteşem güneş). En azından bu yazıda kitaplardan kıyısından köşesinden bahsettiğin için ben de "bkz" verdim. Aşklarından bahsetmemen de en hoş olanı zaten. Tamam belki Erasmus olmadı ama en azından hala buralardasın ve yazıyorsun. Ben de cikletleri patlatıyorum :)
evet üzülme,bende takip ediyorum artık seni..
Özgür ;)
Vizelerim vardı,bloguma giremiyordum anca fırsat buldum önce bunun için özür dilemek istiyorum.Çikletleri patlatmana da çok seviniyorum ayrıca.Okunduğumu bilmek güzel :)
Erasmus kısmını unuttum bile,önümde yeni kapılar açılacağına eminim :)
Sevgilerimle ;)
Buket ;)
Beni takip etmeye başlamana sevindim,teşekkür ederim ;)
Yorum Gönder