Çok uzak yollardan geldim, denizler yerine dağları sevdim. Heyecanımda, başarımda ve üzüntümde pek insan yoktu yanımda. Fakat öğrendim, irkilerek yoluma devam ettim. Şimdi mutfağıma açılan minik bahçemde pek çok çiçek yetiştiriyorum. Çiçeklerin yanında yalın ayak geziniyorum, bir tek onların yanında özgür hissediyorum. Yaşamak böyle bir şey değil midir zaten? Toprakla bütünleşmek, var olmamak. Hiç olmamak. Ne orada ne de burada.
Geçmiş olsun Anıl...Daha şuracıkta seni anlattığım neşeli yazı dururken sınıf adına buradan sesleneyim dedim sana.Nazar değdi yok bunun başka bir açıklaması.Bundan sonra sana Stone diye seslenirsem iki olsun...İyi olduğuna inanıyorum çünkü attığın mesajlardan hala esprili olduğun belli.Bol bol müzik dinle,kitap oku diyeceğim okumazsın biliyorum,işte Öss öncesi bu raporlu günleri bol bol eğlenceli sağlıklı değerlendir...Kahrolsun yollar,sorumsuz belediyeler... Arka sıram boş kaldı bak ona göre,biran önce iyileş de gel.Hadi bekliyoruz:)
Garip bir tesadüf gibi yaşama algılarının açık olması.Son zamanlar bu zamanlar benim için…Nedeni malum,çok açık ortada.Sıkılganlıklar,hep aynı şeyler,mevcut durumlar daha bir sürü şey.Ama bu aralar öğrendiğim bir şey var.Gerçek arkadaşlıkların nasıl olduğu.Daha önce kimse beni bu kadar merak edip her dakika halimi hatırımı sormamıştı.Ve bu yüzden hep yalnız hissetmişimdir kendimi.O kadar dandik mizaçlı insanlarla dolu ki çevrem hangi birine laf yetiştireyim.Bir yerden sonra ona bile alışıyor insan.Saçma sapan şeyler olağan gelmeye başlıyor.Ama öyle zamanlarda bir şey oluyor ki,bu şey insanı hayata bağlıyor.Arkadaşlık duygusu sanırım…Telefonumda 10 cevapsız arama.Benden birkaç saat haber alamayan arkadaşlarım bana ulaşmaya çalışıyorlar,merak ediyorlar.Mesaj gönderen gönderene…Güzel duyguymuş başkaları tarafından önemsenmek.Teşekkür ediyorum onlara bir kez daha.Ama en önemlisi şu ki;siz ne kadar güçlü olursanız olun illa ki sırtınızı birine dayamak istiyorsunuz.Yani en azından bazı duygusal buhranlar zamanında ben gibi…Ağlamak çare olmuyor o zamanlar birinin kollarında ağlamak gibi.Melekler Korusun’u izlerken dinledim ;İpek bakışlıdan duydum hikayeyi.
Arkadaşlık ile aşk varmış.Aşk sürekli arkadaşlığa sana ihtiyacım yok,ben varken sana yer yok sen ne işe yarıyorsun ki deyip duruyormuş.Arkadaşlık o sıra cevap vermiş.Ben sen gittikten sonra dökülen göz yaşları için varım demiş.Ne kadar doğru,gerçekten de böyle olsa gerek.Umuyorum ki gelecekte de mutlu ve bağlı dostluklarım olur.Gitmeler olmazsa tabi…Melekler korusun bizi:)