Bir önceki yazımda, eski sevgilimin yeniden beni görmek istediğinden bahsetmiş ve bir kararsızlık sürecinde olduğuma değinmiştim. Biz görüştük, dün sabah bir araya geldik ve uzun saatler boyunca sohbet ettik. Negatif duygularla gitmedim fakat pozitif duygular içinde de değildim. Tamamen nötr kalarak, açıklama yapmasına izin vererek dinledim. Yargılamadım, hesap sormadım, kırıcı herhangi bir söz söylemedim. Buraya kadar her şey makuldü.
Fakat aralıklarla hafif de olsa kalbimin çarptığını hissettim, bunu söylemesi zor olsa da onu yeniden görmek mutlu etti sanırım beni. Eve döndüğümüzde bir süre daha konuştuk, o da aynı mutluluk içerisinde olduğunu ifade etti.
Onunla buluşmadan 1 saat önce kararlaştırdığımız yerdeydim. Genelde hemen her türlü buluşmada bunu yaparım. Buluşacağım kişi ya da herhangi bir randevu saati fark etmeksizin, muhakkak çok öncesinde giderim. Kendimi ve zihnimi dinlerim, bir kahve içer, kitapçıları dolaşır ve sokaklarda yürürüm. Onu beklerken bir kitapçıya girdim. Yıllar evvel ona Füruzan'ın "Parasız Yatılı" isimli öykü kitabını almıştım. Yıllar sonra Füruzan yeni bir öykü kitabı daha çıkardı, ismi "Akim Sevgilim". Bu sefer de anlamlı olacağını düşünerek onu almak istedim ama girdiğim kitapçıda yoktu. Raflar arasında dolaşırken Yalçın Tosun'un "Dokunma Dersleri" isimli öykü kitabını gördüm, severek okumuştum daha evvel. Hemen alıp bir hediye paketi yaptırdım. Ve bir kafeye oturarak kendimle muhasebe yaptım.
Geldiğinde kitabı hediye ettim. Artık buna tesadüf mü denir yoksa adı başka bir şey midir bilemiyorum ama o da bana Yalçın Tosun'un "Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler" şeyler isimli öykü kitabını almış. Bu duruma hem sevindik hem de çok şaşırdık. Sonrasında uzunca yürüdük ve ardından bir akşam yemeği yedik. Yolu üzerinde olmamasına rağmen beni metro durağına kadar geçirmek istedi.
Sanırım bu sefer önünü arkasını düşünmeden, sorgulamadan, sürekli sorular sormadan olağan akışına bırakacağım. Olumlu ya da olumsuz, güvenli ya da güvensiz, doğru ya da yanlış... Bundan sonra neler olur, neye yöne gideriz, nasıl savrulur ve değişir, gelişiriz bilemiyorum ama ilk kez bu sefer bunları sormadan, sorgulamadan akışında ilerleyeceğim. Hayat bu, ne göstereceğini hiç bilmiyoruz ve artık bu duruma kaniyim. Belki de yeni bir başlangıçtır bunun adı...