Bugün yola çıkıyoruz, içim bir tuhaf. İlk kez bu kadar uzun süre İstanbul dışında olacağım. Eskişehir'e gidiyoruz, oradan küçük bir ev almaya karar verdim. Umarım sorunsuz bir şekilde geçer tüm bu süreç.
Bundan sekiz yıl önce annem rahatsızlığında orada tedavi görmüştük. Yaklaşık iki sene kadar hastaneden çıkamadık, sürekli oradaydık. Ben de yazları bir yurt tutmuş, tüm yazımı hastanede anneme bakarak geçirmiştim. Daha önce Eskişehir'e gidip gelmişliğim vardı fakat ilk kez o dönemde bu kadar uzun süre kalmıştım. Her hafta sonu İstanbul'dan yola çıkıp hastaneye gidiyor, pazar günleri geri dönüp çalışmaya devam ediyordum.
Bugün öğleden sonra trenimiz var. Daha adım atmadan neredeyse ağladım ağlayacağım, göz yaşlarım akmak için bekliyorlar, dolu dolu. Bu kadar duygusal bağ kurduğum başka bir şehir olmamıştı. Hiç unutmam, annemin yoğun bakım ünitesinden çıktığı ve fizik tedaviye geçtiği bir aşamadaydık. Birkaç ay olmuştu hastalığı geçireli. Henüz ayakta duramıyor ve konuşamıyordu. Bir gün bana yazı ile dışarı çıkmak istediğini söyledi. Onu biraz bahçeye götürdüm, fakat Porsuk Nehri'ni, canlı insan kalabalığını görmek istediğini yazdı. Ben de kimseye çaktırmadan hastanenin bahçesinden dışarı doğru yöneldim. Güneş yüzümüze vuruyordu, ikimizin de yüzünde büyük bir gülümseme ile onu çarşıya kadar götürdüm. Herkes bize bakıyordu, tekerlikli sandalyede hasta bir kadın, arkasında 23 yaşında bir oğlan çocuğu. Öylesine kahkaha attık ki, onun gözlerindeki mutluluğu unutmam mümkün değil. Sonra çaktırmadan hastaneye geri döndük, zaten fazla uzaklaşmamıştık. Bu anıları unutmam mümkün değil.
Yıllardır bir ev almak isteriz, tasarruf yaparız. Fakat İstanbul'dan, buradan ev almak gelmedi hiç içimden. Hep vazgeçtik, zaten şimdi ev alınabilecek gibi değil fiyatlar. Hazır durum böyleyken bu yaz tatilinde gidelim, Eskişehir'den minik bir daire alalım dedik.
Hastalık sürecinde gidip gelişlerim, endişelerim, annemin ilk kez parmağını oynatmaya başlamasına şahit olmam, hastane koridorlarında attığım sevinç çığlıkları, tüm duygularım oraya ait. O yüzden daha gitmeden hüzün ve sevinç karışımı bir duygu kapladı içimi. Gönlümüze göre bir ev bulabilir miyiz bilmiyorum ama en nihayetinde bizim için uzun bir Eskişehir tatili olacak. İnsanın en sevdiğinin hem ölümle mücadele ettiği hem de hayata yeniden dönmeyi başardığı bir yeri unutması mümkün değil. Unutmadım, tren garında indiğimde yüzümü güneşe dönüp şükranlarımı sunacağım.