29 Mayıs 2013 Çarşamba

Chris Grech ve 'Never Walk Away'


Bildiğimiz üzere belki de bilmediğimiz üzere 2013 Eurovision şarkı yarışmasında Malta'yı doktor Gianluca Bezzina temsil etti ve güzel şarkısı "Tomorrow" ile sekizinci sırada yer aldı.Ki bence Malta için güzel bir başarı bu,benim de favorilerimden biriydi geçen yazımda belirttiğim üzere.

Lakin şarkılar hakkında incelemeler yaparken Malta'nın ulusal finaline kadar gittim.Ulusal finalde yarışan ve maalesef beşinci sırada yer alan "Never Walk Away" diye bir şarkı var.Chris Grech adında muhteşem sesli bir adam söylüyor şarkıyı.

Günlerdir bu şarkıyı dinliyorum.
Evet 'Tomorrow'u çok sevmiştim ancak "Never Walk Away" ondan çok daha iyi bir şarkı bana göre.
Dilerdim ki o katılsın yarışmaya.
Yine de olsun önemi yok,aradım ve buldum.
Takip etmek lazım Chris Grech'i.

28 Mayıs 2013 Salı

Fang Ailesi


Fang Ailesi sizi şaşırtabilir.Her an herhangi yırtık bir dondan çıkabilirler,üstelik yalnız da değiller.Yanlarında çocukları A ve B var.Birbirlerine düşkün iki kardeş.Sürekli ailelerinin sanatsal performanslarına konu olan iki etkin madde aslında.Çözücü,tuz ruhu gibi bir nevi.
Çocuk A Hollywood'da tutunmaya çalışan bir aktris.En son memeleri ortada sette gezerken fotoğraflanıyor,gerisi ise tam bir macera.Çocuk B ise kitap yazıyor,bir çeşit yazar.

Belki de şöyle bir ikilem anlatılıyor kitapta.Ailelerimize ne kadar bağımlıyız,onlar olmadan da ayaklarımız üstünde durabilir miyiz ? Aile olmak demek,çocuk olmak demek bağımlı bir hayat demek mi ? Yoksa kendi hayatımızı özgürce seçebilsek kötü de olsa o hayatı yaşayabilsek fena olmaz mıydı ?

Fangler bildiğiniz sanatçılardan değiller,sanatı çoğumuzun algıladığı gibi algılamıyorlar.Onlara göre sanat gerçek olmalı,ne dediğimi anlatmam pek mümkün değil.Kitabı okumak lazım efendim.

Ben de Aslı Tohumcu'nun Radikal'deki bir yazısını okuduktan sonra aldım kitabı.

Kitap Domingo Yayınevinden çıkmış.Yazarı ise Kevin Wilson.
Okuyunuz.

"Şimdi suratına bir tane çaksam sanat diyebilir miyim buna ?"

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Esmeray ve Pınar Selek


24 Mayıs Cuma akşamı hep birlikte Tütün Deposundaydık.Esmeray,Sokak Sanatları Atölyesi günlerinden,Pınar Selek ile tanışıklığından ve Pınar Selek'in aslında hepimizin hayatına nasıl dokunduğundan bahsetmek üzere oyunu "Bizim Atölye" ile sahnedeydi.

Atölyenin pek çok insanı bir araya getirişinden,kendi emekleri ile ürettikleri sanatsal yaratım sürecinden,birlikte geçirdikleri günlere dair acı tatlı hatıralara kadar pek çok güzel detay vardı gösteride.

Elbette güldük lakin yeri geldi hüzünlendik.Pınar Selek,başta Esmeray olmak üzere onca insanın hayatına nasıl çıkarsız dokunabilmiş biraz da şaşırdık.Böyle güzel bir insanı nasıl kaybetmeyi göze alabildik biz ?

Nasıl oldu da Pınar Selek'i tanımaz,bilmez ve duymaz olduk ?

Gösterinin ardından bir de minik bir söyleşi gerçekleştirdik hep birlikte.Esmeray gayet samimi bir şekilde anlattı,dinledik,sorduk.İstedik ki daha fazla yerden talep gelsin,Esmeray'ı ve güzel gösterisini daha fazla insan izleyebilsin.

Böyle değerli bir çalışmayı bizlere sunan Esmeray'a gönülden teşekkür ederim.
Pınar Selek'i,Esmeray'ın tabiriyle Pınarcığı asla yalnız bırakmayacağız.
Bu hukuksuzluk elbet sona erecek.

19 Mayıs 2013 Pazar

A Young Doctor's Notebook


Ünlü Rus yazar Mikhail Bulgakov'un öykülerinden uyarlanan,yönetmenliğini ise Alex Hardcastle'ın yaptığı 2012 yılı Aralık ayından itibaren Sky Arts kanalında yayınlanmaya başlamış güzel bir mini dizi.Yalnızca dört bölümden oluşmakta ve her bir bölümü yirmi dakika kadar sürmekte.

Dizinin başrollerini Jon Hamn ve Daniel Radcliffe paylaşmaktalar.

Moskova Üniversitesi tıp ve diş hekimliği fakültesinden mezun olmuş genç bir doktorun,zorunlu hizmetini yapmak üzere karlarla kaplı az nüfuslu bir Rus mahalline atanmasını konu alan bir dizi esasen.Genç doktor;geldiği bu ıssız hastanede,bir yandan deneyim elde ederken yaşadığı süreçle bir yandan da kendisinin yıllar sonraki halinin vücut bulmuş şekliyle başbaşa bırakıyor bizi.Genç doktorun iş hesaplaşmalarına ve aslında yaşamın güzelliğinin ya da kötülüğünün,insanın içinde bulunduğu şartlara ne derece uyum sağladığıyla alakalı olduğuna tanıklık ediyoruz dizi boyunca.

Geniş kar örtüleriyle kaplı,Rus coğrafyasına ait her hikayeyi sevmişimdir.İzlerken,Kafka'nın eserinden uyarlanan "A Country Doctor" adlı etkileyici kısa animasyon film geldi aklıma.

Kısaca zamanınızı hiç çalmayan,hoşa giden güzel bir mini dizi.
Tavsiye edilir.

17 Mayıs 2013 Cuma

Sokak Kedisi Bob


Başta şunu belirtmeliyim ki belirli yayınevleri haricinde kitap alan biri değilimdir.Bugüne kadar bestseller okuduğumu da söyleyemeyeceğim.Hani o kapaklarında bol cafcaflı resimler ve yazılar olan,pek çok satan,pek çok konuşulan kitaplar ilgimi çekmez.Kısaca daha edebi yayınlar okuduğumu söyleyebilirim.

Ancak bir kedi besliyorsanız Sokak Kedisi Bob'un dikkatinizi çekmemesi elde değil.Kitabın kapağında poz veren akıllı Kedi Bob'u görür görmez nutkum tutuldu diyebilirim.

Yazar James Bowen kitapta kendi hayatını anlatıyor.Bob ile tanışmalarına ve tanışmalarından sonra hayatındaki değişime tanık ediyor sizi.Edebi bir dili yok kitabın ancak bu amaçla da yazılmış bir kitap değil.James Bowen'ın değinmeye çalıştığı şey apayrı.Bir kedi bir insanın hayatını nasıl değiştirir ? Eğer bu kedi Bob ise yaptıklarına şaşırmamak elde değil.

Kitap Yabancı Yayınlarından çıkmış.Bir çırpıda akıp giden,basımı da hoş bir kitap.
Eğer hayvanlara özellikle de kedilere karşı ön yargınız varsa alıp okumalısınız.Evcil hayvan sahiplerine zaten seslenmeme gerek yok.
Bob'un ve James Bowen'ın maceraları okunmaya değer.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Eurovision 2013 ve Favoriler


Trt'nin tüm engellemelerine rağmen ilk yarı final bitti.Birkaç şarkı haricinde tahmin ettiğim bir sonuç oldu.Litvanya,İrlanda ve Belarus'u başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim.Avusturya'nın çıkmasını dilerdim lakin olmadı.Bu akşam ise ikinci yarı final var.İkinci yarı finalde çok daha fazla favorim var.

Genel olarak bahsedecek olursam sıralamam şöyle ;

Listemin başını Danimarka çekiyor.Şarkının yanı sıra solist Emmelie De Forest çok tatlı gülen,güzel bir kız.Şarkıyı da güzel söylediğini düşünüyorum.
Diğer bir güçlü favorim ise İsveç.
Robin Stjernberg "You" adlı şarkısı ile yarışacak.Ayrıca kendisi hafiften Adam Lambert'ı da andırmıyor değil.Sırf bunun için iki kat daha fazla seviyorum kendisini.Şarkının çok farklı bir havası var,özellikle tiz kısımları etkileyici.Umarım başarı olur.
Üçüncü sıramda ise Norveç adına yarışmaya katılan Margaret Berger ve şarkısı "I Feed You My Love" var.
Dördüncü sırayı ise iki ülke oluşturuyor.Malta ve İsviçre.
Tınılarını hafif benzettiğim iki güzel şarkı.Malta adına Gianluca Bezzina yarışıyor,şarkısının adı ise Tomorrow.Çok güzel de bir klibi var.
İsviçre adına ise Heilsarmee katılıyor ve şarkılarının ismi "You and Me."
Onlar da çok güzel bir klip çekmişler şarkılarına.

Finale az kaldı,bakalım neler olacak.

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Mezuniyet Derecesi

7 Haziran'a az kaldı.Bir yandan bir iki parça bir şey aldım kendime,güzel olmak ister insan mezuniyetinde.Annem de tamamladı alışverişini,heyecanla İstanbul'a gelmeyi bekliyor.

Geçtiğimiz gün mezuniyet programı oluşturulurken bir gelişmeden haberdar oldum.
Bölümümüzde ilk üçte olduğumu öğrendim.
Hocam mezuniyet günü kürsüde okumak üzere bir mezuniyet konuşması hazırlamamı söyledi.

Hazırlar mıyım,oraya çıkar mıyım bilmiyorum.
Elbette güzel bir duygu bu ancak benim için çok sembolik.

Bir an annemi düşündüm,ne kadar gururlanacağını.Ne kadar sevineceğini ve hüngür hüngür ağlayacağını.
Bir yandan da babamı düşündüm,oğlu mezun olurken hele hele derece ile mezun olurken orada olmayacağını.Sevinmeyeceğini.Gururlanmayacağını.

İnsanların seçimlerine saygılıyım.Anne ve babamın seçimlerine de saygılıyım.Her ikisi de beni bırakıp gitmeyi tercih edebilirdi.Ama annem kolay olanı seçmedi.
Ben de onun oğluyum asla babam gibi kolay olanı seçmedim.
Bundan sonra da seçmeyip yoluma devam edeceğim.

Bir insanın sevgisi bile dünyaya bedel,başka bir dünyaya ihtiyacım yok.

14 Mayıs 2013 Salı

Eurovision 2013 ve Trt


Trt 2013 Eurovision şarkı yarışmasının yarı finallerini ve finalini yayınlamama kararı almış.Kararın gerekçesi olarakta reyting almayacağı gösterilmiş.
Tabi altında yatan en geniş neden Finlandiya adına yarışmaya katılan Krista Siegfrids'in performansı sırasında bir kadınla öpüşecek olması.

Her geçen güne yeni bir yasak ve dayatma ile uyanan ülkem için üzülüyorum.
Yalnız bu konuda değil,genel olarak ciddi bir 'özgürlüklerin kısıtlanması' durumu var ve de muhtemeldir ki devam edecek.

10 Mayıs 2013 Cuma

Erken Bir Veda Öyküsü


İstanbul'a döndüm.Artık burada son haftalarım.Tam bir ay sonra mezuniyetimle birlikte memleketime geri döneceğim.Sınava da iki ay kaldı zaten.

Öncelikle şimdiden içim burkuluyor.Çok zor alışsam da;İstanbul'u,buradaki dostlarımı ve buraların havasını solumayı çok özleyeceğim.Üsküdar'ı hayal edeceğim.Kadıköy'den geçtiğim,vapura bindiğim zamanlar aklıma gelecek.Ve daha bir sürü anı,hepsi İstanbul'a ait.

Her şeyden öte 'canımdan' nasıl ayrılacağımı bilmiyorum.İçim buruk,tarif edemediğim bir şey oturmuş gibi göğsüme.
Seneye Fransa'ya gidiyor,öğrenimi için.Bir sene orada kalacak haliyle bu bir sene de bizim için çok zor olacak.Benim nerede olacağım da belli değil daha.Lakin İstanbul'da kalmayı istiyorum sanırım,çok alıştım buraya.

Daha önce de ayrı kaldık uzun zaman ama uzakları yakın ettik hep.O benden daha güçlü,daha dirayetli.Bense tam tersi,her gün özlem her gün üzüntü.
Dile kolay üç kocaman yıl.

Diliyorum ki bizim için her şey çok güzel olsun,önümüzdeki sene çabucak aksın.Bizim için bir şeyler değişmesin.Neşemiz artsın,daha da şen olalım.
Diliyorum ki sevgimiz hiç bitmesin.

2 Mayıs 2013 Perşembe

Gül


Birkaç günlüğüne eve geldim.Neredeyse üç ay oldu gelmeyeli,özlemişim.Annem de çok sevindi.Ben gidince evde yalnız kaldığı için çok sıkılıyor haliyle.Bir ay sonra mezun oluyorum,artık hep birlikteyiz.

Her zamanki gibi biriken romanlarımı ve filmlerimi kütüphaneme yerleştirdim.Hemen koştuğum yerlerden biri bahçemizdi.Baharın gelmesiyle birlikte şenlenmiş her yer.
Güllerimiz açmaya başlamış.Misk zambaklarımız çiçek vermek üzere.Papatyalarımız yakında açacak yaprakları yemyeşil,hanımelimiz ise tüm duvarı kaplamış durumda.Bizim gözbebeğimiz kano çiçekleri ise bu sene çok güzel büyüyecekler,belli.

Yemek masamızı da çıkardık bahçeye,dün sohbetler ettik.Demlikler tükettik.
Şimdiden iyi geldi bana bu kısa ev tatili.