28 Kasım 2012 Çarşamba

Sorma Halimizi

Küçük bir kuyu,üstünden atlayıp atlamamanın ne önemi var ki ? Biz böyle iyi değil miyiz,akşamları pilav sabahları zeytin peynir halimiz,sıcacık çay akşamları.

Küçük bahçelerimizde kırdığımız fındıklar,küçük sohbetlerimiz.Küçük hayallerimiz,hallerimiz.

Dökülen bir damla gözyaşımız kadar değerli değil mi yaşadıklarımız,anılarımız,mahalleli sohbetlerimiz.

Üstümüzden yıllar geçti.Hallendik,ötekileştik,itildik sürekli.Biraz daha söylesek olmaz mı şarkılarımızı,türkülerimizi.Anlatsak hasbıhalimizi.Biraz daha sohbet etsek olmaz mı soğuk kış geceleri,tütünün dumanında.

Çok gördüler,bizi çok gördüler.
Ötekileştik,hep itildik.

24 Kasım 2012 Cumartesi

Öğretmenler Günü

Henüz son sınıf öğrencisi olsam da,Türkiye şartlarında atanacağımın ve mesleğimi yapabileceğimin hiçbir garantisi olmasa da bugün bizim günümüz,literatür öyle diyor.Kimi öğretmenlerim atanamadığı için intihar yolunu tercih etmişken çok güzel dileklerde bulunmak doğru gelmiyor bana.

Lakin,bu mesleği severek tercih ettim,severek okuyorum,staja gittiğimde çocukların gözlerinin içindeki ışığı görüyorum,biz burdayız işte hocam hayata hazırız dediklerini duyuyorum.

Fedakarlık dolu bir meslek bu,ne kadar ayaklar altına alırsanız alın hepinizden daha büyük bir sorumluluk alıyoruz,almaya devam edeceğiz.

Tüm emekçi öğretmenlerimin günü kutlu olsun.Hadi benim de kutlu olsun.
Bir yerlerde daha iyi bir dünya var ve biz onu yaratacağız.

İnanıyorum.Hala mı ? Evet,hala.

22 Kasım 2012 Perşembe

Little Dorrit


Yeni bir mini diziye başladım,ismi Little Dorrit.Bir Charles Dickens uyarlaması.Kitap bizim dilimize çevrilmiş mi tam bilmiyorum,biraz internet araştırması yaptım fakat bulamadım.

2009 yılında pek çok dalda Emmy almış.
BBC uyarlamalarını her zaman sevmişimdir.Jane Austen uyarlamalarının ise neredeyse hepsini izlemiş olmalıyım.Onlar da mini dizi tarzındaydı.

Little Dorrit'in diğer uyarlamalardan çok farklı bir atmosferi var,dönemi biraz karanlık ve mistik anlatmışlar.Bu da beni diziye bağlayan en büyük sebeplerden biri.

İtiraf etmeliyim ki bu aralar hayata Amy Dorrit'in gözünden bakıyorum.

Onun da söylediği gibi,evet zorluklar yaşıyoruz ama ben yine de hayatın o kadar zor olmadığına inanıyorum.

17 Kasım 2012 Cumartesi

Benim İçim 

Gündüzü geceye taşıyan hüzün devam ediyor.Herkesin saç rengi aynı,davranışlar aynı.
Aynı solukluk,bir yığın mazi izlenimi.Sokaklar,caddeler,otobüs durakları.

Bazen nasıl bu kadar sık düşünebildiğime şaşırıyorum.Çok uzun süre,saatler boyunca.Zihin yorgunluğundan başka bir şey değil.Susmak,hiç konuşmamak.Bir tercih değil.

Tekrardan gündüz geceye dönüyor.Tüm ışıklar kapanıyor,odadaki masa lambası hariç.Hala bir hayat belirtisi var,günün izleri geceyi büyütüyor.Parmaklar küçülürken hayatımda,parmak izleri büyüyor.

Daha fazla insanın dokunmasına izin vermeyeceğim.Bir,iki,üç,dört..O kadar karmaşık ki,daha fazla parmak izine gerek yok.

Ruh bedenden daha derin daha bizden değil mi,benim için öyle.

15 Kasım 2012 Perşembe

Vişne Çürüğü

Yarın son sınavım.
Gerçi sınavlar hiç bitmiyor hayatımda.Pazar günkü ales maceramdan sonra tüm sınav boyunca içimde çalkalanan çişimle birlikte dershaneye koşmuştum.Ardından bir de dershanede konu tarama denemesi diye bir sınava girmiştim.

Sevmiyorum böyle bir hayatı,benim tercihim değil ama yaşamak zorundayım.Okudum,son sınıfa geldim.Kamu personeli sınavına hazırlanacaksın dediler yoksa memur olamazsın.Hazırlanıyorum sonunu bilmeden.Zihnim yorgun.Alık gibi bir yaşam.

Geri dönüyorum türkiye cumhuriyeti tarihi çalışmalarıma.
Keşke kendi cumhuriyetimi kurabilsem.
İçine sadece yaşama sevinci koyardım.
İşte bir de anne,sevgili,kuzenler doyasıya mutluluk.

Bir de yeni aldığım giyilebilir,vişne çürüğü battaniye.
Bu hayattaki en güzel söylem değil mi sizce de vişne çürüğü ?
Çürüse bile güzel.
Çürüsek bile güzeliz,iyiyiz.

12 Kasım 2012 Pazartesi

Bazı Geceler

Eğitim bilimlerinde "niçin" sorusu hedef-davranışlar yani kazanımlar kısmında sorulan sorulara cevap verir.Benim de sürekli kendime sorduğum bir soru var.Niçin buradayım ?

Boynum ağrıyor ve midem bulanıyor ama hala ders çalışmaya devam ediyorum.Niçin bunları yapıyorum ? Yapmayı istediğim daha güzel şeyler varken niçin hala hayatımı tüketiyorum.Bazı geceler fazlasıyla yok olmayı istiyorum.Olmamayı,herhangi bir gücün içinde bulunmamayı.Ne var olmayı ne de tümden yitmeyi.Sadece isteyerek gitmeyi.

Bazı geceler fazlasıyla bu sorularla meşgul oluyorum.Mesela gezmeye gitsem bilmediğim yerlere.Bir yoldaşın sofrasına konuk olsam,zeytin yesem üç tane siyah,irisinden.

İyisinden ya da kötüsünden keşke daha çok,fazlasıyla özgür olabilsem.
Keşke maddi problemlerimiz olmasa,hayat kaygımız olmasa.Eşit olsak.

Sadece yaşasak ve yaşasak.
Burada olmayan yerlerde.
Yakın olmayan bir yerlerde,fazlasıyla uzak.

11 Kasım 2012 Pazar

Pekala

bir gün dedi
çamaşır yıkarken karşı karşıya geleceğiz bir bahçede
ya da bir gün dedi
bir şemsiye arayacağız yağmurun altında

sokak ortasında bir yerde
zemini toprak olan
içinde çığlıklar,neşeler ve sesler aynı gürültüde
her biri ayrı bir hengame
her biri ayrı bir 

bazı geceler uyanacaksın dedi
yatağın kenarında doğrulacaksın
perdeyi aralayıp şöyle bir gökyüzüne bakacaksın

bir daha geriye dönüşün olmayacak
savaşı bitireceğiz dedi bazı geceler
bazı geceler renkli panayırlar kuracağız

izin vermeyeceğim dedi
pamuk şeker yemeyenlerin seni korkutmasına
pembe olacak her yer
yanında olacağım

9 Kasım 2012 Cuma

Biraz Daha

Toplumca ne kadar gereksiz şeylerle uğraşıyoruz.Birileri hayat mücadelesi veriyor gözlerimizin önünde biz ise bir dakika bile düşünmeden kimsenin acısını,yaşamımıza ortak etmiyoruz.Çok yoğunuz,onunla uğraşıyoruz,o işim var yok ben düşünemem,ona yetişmeliyim..

Eğitimli insanlarsınız öyle mi ? Kafanızı o hayal dünyasının,pembe dünyalarınızın içinden çıkarma vakti gelmedi mi ?

Yok yani küçük umutlarım da yetmiyor iyi düşünmeye.Aşk,cinsellik ne kadar da önemli şeylermiş.

Sanırım topluma bir türlü uyum sağlayamama nedenimi buldum.
Biraz daha iyi olalım,lütfen.Can yakmayalım.Farkında olalım.
Biraz daha.

8 Kasım 2012 Perşembe

Yaşamaya Dair

Hani derler ya hep yaşadığımız her şey bir deneyim,beni olgunlaştırdı.
Neresi doğrudur bunun ? Düpedüz palavradır.Yaşadığınız acılardan kurtulmak için uydurduğunuz bir bozuntu söyleminden öte bir şey değildir.
Acı ile olgunlaşmaz insan acı ile yaşamayı öğrenir.Unutmaya çalışır ama unutamaz.Mümkün değildir.

Bazen yeni ufuklar açmak gerekir.
Beni gülümsetebilen bir şarkı var ise onu sonsuza kadar dinlemem gerekir.
Yüceltmek gerekir bazı duygularımızı,acıdan kaçmak yerine.

Belki de her şey istediğimiz gibidir.
Acıyı unutmak işe yaramaz onu aşmaya çalışmaktır işe yarayan.
Ben de aşmaya çalışıyorum ama unutmuyorum.
Yoksa gücümü kaybeder,yaşayamam.

4 Kasım 2012 Pazar

Kedi

Yorgunum şu sıralar.Elim,ayağım,zihnim hepsi çok yorgun.
Hafta sonu tüm vaktim dershanede geçiyor.Toplamda on iki saat civarı dersim var.Hafta içi ise hep okuldayım.Pazartesi günleri de staja gidiyorum.Arada kendime ayırabilecek vaktim bile olmuyor.Bir de üstüne nezle oldum sınavlara bir hafta kala.Tam oldu.

Bir yerden sonra insan hayatının seyrini değiştirmenin çok zor olduğunu anlıyor.Hele ki zihin yorgunluğunuz ve tavanları rutubetten çeşme gibi akıtan bir yurt banyonuz varsa,işler kötüye doğru gidiyor demektir.

Dokuz güne çıkardığım bayram tatili yetmedi misal bana.Yoruluyorum.Yaş ilerledikçe sorumluluklar da artıyor.

'Canım' ve ev arkadaşları kedi aldılar.Henüz yavru kendisi.
Çok tatlı birlikte dizi bile izledik.Sonra kucağımda uykuya daldı.

Keşke benim hayatım da onun kadar rahat olsa.
Kısaca;yesem,içsem ve yatıp uyusam.
Ciddiyim.

Bu arada ismi Kezbansu.