30 Eylül 2012 Pazar

Uykusuzluk

Uzun zamandır uykusuzluk çekiyorum.Sabah erken kalkmadığım halde bütün yaz devam eden uykusuzluk durumum okulun açılmasıyla birlikte beni rahatsız etmeye başladı.Çünkü güne yorgun ve düşünceli uyanmak günün devamını sağlayamamak demek.
Gece yatağa girdiğimde beynimin içinde koyu sohbetler eden insanlar,figürler ve düşünceler sağ olsunlar sabaha kadar faaliyetteler,çayından tutun kahvesine kadar.

Çareyi aktara uğrayıp bir karışım almakta buldum,arkadaşımın tavsiyesi ile.İçinde pek çok bitki var.Misal kediotu kökü denen bir bitki ( birleşik mi yazılıyor bilemedim ) ardından melisa,lavanta,nane ve envai çeşit ismi garip şeyler.Tadı çok berbat olsa da denemekte fayda vardı.

Bu gece rahat uyumayı diliyorum.

28 Eylül 2012 Cuma

Geri Dönüşler

Tam okula geri döndüm derken bir ameliyatla boğuştum.Daha önce iki kez yirmilik diş ameliyatı olmuştum fakat bu seferki çok ağır geçti.Baktım ki yurtta olmayacak bir haftalığına tekrar eve döndüm,yüzüm gözüm şiş.

Zaten evden ve annemden ayrılmak çok zor gelmişti,gidişimi geciktirmek için elimden geleni yapmıştım.Ameliyatım ağrılı sızılı geçmesine rağmen eve gidebildiğim için sevinçliydim.Lakin dün geri geldim,dikişlerimi aldırdım.Eh artık okula,staja ve dershaneye başlamak lazım geliyordu.Keşke bu kadar ağır olmasaydı bu sene.

Çok yordun beni be İstanbul.Bitireyim de gideyim diyorum bazen,sık sık.
Nasıl desem kafam çok karışık seninle ilgili.
Uçayım artık kocaman kanatlarından.
Kendi memleketime,minik şehrime,evime ve annemin yanına döneyim.

Bitsin öykümüz İstanbul.

18 Eylül 2012 Salı

Yeni Bir Dünya

Biliyorum dünyanız var bir tane.Şatafatlı,rahat,lüks,konforlu,tasasız.
Ama ben böyle bir dünya istemiyorum.Böyle bir dünyanın içinde mutlu olamıyorum.
Hayır düzeleceğine de inanmıyorum.Dünyalar değişmez düzen değişmez ve elbette siz de aynı kalırsınız.

Ama onlarla birlikte yaşamayabilirsiniz.
Kendi dünyanıza ait bir mutluluk yaratabilirsiniz.
Er geç yaratacağıma inanıyorum bu mutluluğu,huzuru ve neşeyi.

Kendime ait bir dünya istiyorum yalnızca kendime ve daima güçlü kalan,mutlu insanlara ait bir dünya istiyorum.

Boş ve rahat insanlara ait bir dünya değil.

16 Eylül 2012 Pazar

Gönlüme Göre


21 yaşındayım fakat hala annemden ayrılacağım diye ağlıyorum uykularım kaçıyor.Gecenin bir yarısı belki de sabaha karşı minderime oturup yazı yazıyorum.Hem sıcaktan bunaldım hem de dertli halim.

Ben evde vakit geçirmeyi inanılmaz seven bir insanım.Tüm yazı evde annemle geçirdim ve onun yanından ayrılmak istemiyorum.İstanbul’a gidince kendimi onsuz çok yalnız ve yarım hissediyorum.Elbette bir süre sonra alışıyorum fakat eve geri dönme isteği oluyor her zaman içimde.

Günleri sayıyorum bayram tatillerini ve ara tatili bekliyorum.Üniversite için son senem.Artık dördüncü sınıf oldum.Yoğun bir sene beni bekliyor.Kamu personeli sınavı için kurs,okulumdaki dersler,ales ve üds denemeleri,stajım,vize ve finallerimiz..Gözümde büyütmek istemiyorum ama büyüyor.

Tüm çabam annem ve kendim için.Artık feraha kavuşacağımız iyi bir iş ve para garantisi tek istediğim.

Bir yanım da sadece annemi istiyor varsın param olmasın diyorum.Eve geri döneyim hep annem olsun yanımda.Birlikte oturalım ve ben ona kahve yapayım o ise bana patatesli börek yapsın.

Bazen çok korkuyorum.Büyüdükçe hayatın çok zor olduğunu anlıyorum.Esasen hiç istemiyorum o hayata başlamayı.İstemiyorum 22 olmayı ve bir sürü meşakkatli işle uğraşmayı.Ben sadece annemle,evimde,odamda,insanlardan uzak yaşamayı istiyorum.

Gönlüme göre.

Yolda'nın "Annem" adında bir şarkısı var.Daha ne diyeyim ki.

14 Eylül 2012 Cuma

Çocuklara Çağrı


Zaman zaman yeni bir dünya yaratmak istediğimden bahsediyorum.Bize ait yeni bir düzenden.'Ben' kelimesinin kullanılmadığı bir düzenden.

İçinde sihirler,sirkler,mesut hayvanlar olan bir düzenden.Ve insanlar olmayan bir düzenden.
Yani içinde yaşadığımız dünyadakiler gibi insanlar.
Kendi seçimlerimizle yaşadığımız çiklet beyazı bir dünyada var olmak bence müthiş olurdu.
Aynı zamanda belki de varlık felsefesini anlama nedeni.

Eğer böyle bir dünyam olsaydı içinde yalnızca çocuklar olsun isterdim.Onlar her şeyi yapacak cesarete ve masumiyete sahipler zaten.İnsanı insan yapan başka meziyet var mı ki masum olmaktan başka ?

Ben de kötüyüm belki başkalarına göre.
Ama diyorum ki içinde 'benler' yok.Benim içimde 'benler' yok.

Anlayacağın blog istemiyorum bu dünyayı.
Dedim ya içi sihir dolu bir yer olmalı buradan başka.
Softa'nın dediği gibi bizzat seslenmek istiyorum.
"Ufo al götür beni uzak diyarlara."

Eski bir kalenin dibine,insan başıma.
Dostlar başına.
Gidelim buradan tüm çocuklar.

Fotoğraf Paramore'un çok sevdiğim "Brick By Boring Brick" adlı şarkısından.Fotoğraftaki kişi ise Josh Farro.

Not : Peri masalları yalnızca kız çocuklarının değildir.Erkek çocukları da peri masallarına inanır.

13 Eylül 2012 Perşembe

En İyi Arkadaşım

Benim en iyi arkadaşım altı yaşında bir kız çocuğu.İsmi Naz.Güzeller güzeli bir kız aynı zamanda çok akıllı.Bu sene anaokuluna başladı.Daha ilk günden ağlayan arkadaşlarını teselli etmiş buraya eğlenmeye ve öğrenmeye geldik diye.Bir de resim çizmiş ilk gün.Okuldan dönünce kapımızı çaldı her zamanki gibi kahvaltı ettik birlikte.Annem ve benim için iki parlayan yıldız çıkartması ayırmış hemen yakalarımıza iliştirdi.

Naz tüm hayvanları özellikle köpekleri çok seven bir kız.Zaten iki tane köpek besliyor.Bir de babannesinden gizli bir sokak köpeğine ablalık yapıyor.Ona gizlice ekmek götürüyor.

Bütün yaz birlikte vakit geçirdik,sohbet ettik ve onun en sevdiği şey olan annemin tatlılarından yedik.Annem ona her geldiğinde bir paket puding verir.Mutlu mesut döner evine.

Geldiğinde muhakkak bilimsel bir bilgi/öğüt paylaşır benimle.
Geçen gün kahvaltıdan sonra dediği gibi : " Ellerini yıkamazsan mikroplar karnında halay çekerler." Hemen yıkadım elbette ellerimi.

Annemle onlara gittiğimiz zaman asla elimiz boş dönmeyiz.Kalkmadan önce bir bakarız ki Naz poşetin içine mevye/sebze doldurmuş.Bir gün hiçbir şey bulamadığı için bir poşet turp aldık kendisinden hediye niyetine.

Benim yaz arkadaşımdı o ve sonunda çok sağlam bir dostluğa imza attık.Bu sabah kapının önünde lafladık yine.Dört tane şeker hediye ettim yine çok mutlu oldu.Eve dönene kadar el salladı ben de salladım elbet.

En çok annemi ve onu özleyeceğim okula dönünce.

Benim minik dostum hiç büyüme olur mu ?
Kötülerin dünyasında birlikte masumca yaşayalım.
Hem daha bana anlatacağın pek çok bilimsel şey var.
Hiç büyüme yaz arkadaşım.

10 Eylül 2012 Pazartesi

Mutluluk

Kuzenimin bugün ataması gerçekleşti.Erzurum'daki bir köy okulunun yeni ve güzel öğretmeni olacak artık.Yüreğimize su serpildi.
Bugün yaşadığım duygular tamamen tarifsiz,tek adı mutluluk.
Darısı benim ve tüm öğretmen adaylarının başına.

7 Eylül 2012 Cuma

Bu Yaz 

Bu yaz hiç bitmesin istiyorum.

Bir daha ki yaza okulumu bitirmiş olacağım.Sevdiğimden,sevdiklerimden ayrılacağım.
Alıştığım bir hayatı yeniden bırakıp,yeni bir yerden başlayacağım.
Kamu personeli adında bugüne kadar hiç hazırlanmadığım büyük bir sınava gireceğim.
Ya atanacağım ya da evime/küçük şehrime/herkesten uzağa dönüp tekrar sınava hazırlanacağım.

O yüzden bu yaz hiç bitmesin istiyorum.
Sevdiğimden,sevdiklerimden ayrılmayayım istiyorum.Biliyorum bir sene çok çabuk geçecek.Anlamayacağım.Ya sonrası ?

Bu yaz hiç bitmesin istiyorum gitmeme günler kala.
Biraz daha film izleyeyim,geceleri odamın penceresini açayım bir kahve daha içeyim istiyorum evimde,annemle.Hep bahçede oturayım çiçeklerimi sulayayım,bizim hanımeli ile bakışayım istiyorum.

Gelecek yaz her şey çok güzel olabilir bir o kadar da korkunç.
Ne olursa olsun her türlü değişeceğim,değişeceğiz.

Korkulu bir yarını beklemek gibi.Neresinden bakarsan bak umutlarım yok işte.

Kayboldular.

4 Eylül 2012 Salı

Vadide Birkaç Gece

Bir süredir yoktum.Ihlara Vadisi'nde gerçekleşen bir doğa eğitimine katılmıştım bahsetmişimdir önceki yazılarımda.Başta sıkılacağımı sandım ve gitmek istedim fakat günler geçtikçe o kadar çok eğlendim ki.Ve en güzel yani harika insanlar tanıdım.Hepsinde hayat sevinci ve gülücükler.Belki dedikodular oldu konuştular belki ardımızdan ama ne önemi var ki.Benim için çok güzeldi eğitim.

Sabah yedi buçukta kahvaltıyla başlayıp gece yarısı biten bir programımız olsa da muhteşem öğretmenler ve öğretmen adayları ile tanıştım.Ihlara Vadisi,Hasan Dağı,Tuz Gölü ve pek çok güzel yeri dolaştık. 

En sevdiğim öğün olan kahvaltı ise kaldığımız otelde bir hayli zengindi.

Bana ise "baba" lakabını taktılar.Herkes ile fotoğraf çekindim neredeyse.
Özleyeceğim hepsini.

Güzeldi yahu güzeliz biz.